Ülke gündemine ilişkin yazılarıyla dikkatleri üzerine çeken Bahçelievler’in ünlü siyasetçilerinden Abdullah Akçay, İsrail ile yapılan normalleşme anlaşmasından ordumuzun Suriye’ye girmesine kadar birçok konuyu kaleme aldı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın uyarılarını da hatırlatan Abdullah Akçay, ülkenin gidişatının kötü olduğunu belirterek, 13 çözüm maddesi sıraladı.

İşte Abdullah Akçay’ın o çok konuşulacak “Amerika'nın ipiyle kuyuya inilmez!” başlıklı yazısı;
Öyle bir zamana çattık ki; Konuşsan da yazsan da faydası yok, sussan ise gönül razı değil.
Ülkemiz olağan üstü bir ortamdan geçiyor veya geçiriliyor. Bundan dolayı da ülke gündemi çok hızlı değişiyor. Bir gece yarısı mecliste görüşülen CHP'li vekillerin karşı çıktığı; AKP'li vekillerin ise destekleyen konuşmaları neticesinde verdikleri oylar ile İsrail ile olan anlaşma meclisten geçti.

Yapılan anlaşmanın İsrail açısından büyük kazanım olduğunu Gazze halkına uygulanan ambargonun resmen tanınması anlamına geleceğini belirtmek için Saadet Partisi İstanbul İl teşkilatı Saraçhanede bir basın açıklaması düzenleyeceğini bildirdi. Ama o sabah ordumuzun Suriye'ye girmesi anlaşmanın meclisten geçirilmesi olayını ikinci plana düşürmüştü. Buna rağmen Saadet Partili kardeşlerimizin öncülüğünde duyarlı vatandaşlarımızın katılımı ile basın toplantısı düzenlenmiş Sayın Cumhurbaşkanına seslenilerek İsrail'e ''One Minute'' diyerek bütün Müslümanları sevince boğduğu gibi Meclisten geçen anlaşmayı da imzalamayarak bir kez daha gönülleri fethetmesi istenmişti.

İkazlar işe yaramamış beklenen olmuştu. İsrail ile yapılan anlaşmayı ''Ben olduğum müddetçe İsrail ile normalleşme olamaz'' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan onaylamıştı. Gece yarısı meclisten geçirilip Cumhurbaşkanının imzaladığı İsrail ile yapılan anlaşma için; ne yazık ki demokrasi mitinglerinde kendilerini göstermek için ön safta oturan etkili ve yetkili alim, ulema sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden doğru dürüst hiç kimse bu anlaşmanın aleyhine en ufak bir beyanatta bulunmamıştı. Hatta BOP'u kardeşlik projesi olarak anlatan hocalar gibi bazı hocalar şimdi de İsrail ile olan anlaşmanın faziletlerini anlatmaya başlamışlardı.

İkinci önemli konu ise ordumuzun Suriye'ye yapmış olduğu operasyon idi. Bu konuda Saadet Partisinin görüşlerini Genel Başkanımız Mustafa Kamalak bey şöyle açıklamıştı:"Biz, Saadet Partisi olarak, Türkiye'nin güvenliğini, Suriye'nin bütünlüğünü sağlamaya yönelik her türlü operasyonu destekleriz.

Ordumuzun muvaffakiyeti için dua ediyoruz.
Ancak bütün bunları yaparken oyuna da gelmemeliyiz.
Türkiye'nin bir bataklığın içine çekilmesine izin vermemeliyiz.
ABD ve Koalisyon güçlerinin plan ve yönlendirmeleriyle değil, kendi inisiyatif ve irademizle hareket etmeliyiz. Çünkü başkasının oyununa göre oyun kuranlar mücadeleyi baştan kaybetmeye mahkumdurlar. ABD’nin ve O'nun emrinde olan NATO'nun bölgedeki hedefi bellidir. Bunu ABD yönetimi, “Büyük Ortadoğu Projesi” olarak açıkça deklare etmiştir.
IŞİD, PYD, PKK, YPG hepsi İslam coğrafyasının parçalanmasına ve Büyük İsrail Devleti'nin kurulmasına hizmet eden taşeronlardır.

ABD'nin destek ve yönlendirmesi ne Türkiye'nin ne de İslam dünyasının hayrına netice vermez."
Netice olarak diyoruz ki ;Amerika'nın ipiyle kuyuya inilmez!..
Yıllar önce Merhum Erbakan Hocamızın ve daha sonra YİK Başkanımız Oğuzhan Asiltürk Bey'in de ikaz ettiği gibi Suriye bir bataklıktır. Türkiye Suriye bataklığına daha fazla saplanmadan bir an önce geri dönmelidir. Şu an ülkemiz için en önemli mesele budur.
Ve Terör; Son 24 saatte 29 Şehidin olduğu ülkemizde halimizi anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalıyor.Tüm ülke olarak artık başımızı iki elimizin arasına koyup düşünmemiz gerekmez mi?
Biz bu hale nasıl geldik?
Bizi bu hale kimler getirdi?
Biz bu hale hangi politikalar ile geldik?
Biz bu halden nasıl ve hangi siyasetle kurtulabiliriz?
Yoksa Allah korusun ateşin düşmediği hiç bir yuva kalmayacak.

Bütün bunlar için çözüm ne diyor kardeşlerim. Çözüm noktasında hayati önem taşıyan bir kaç madde sıralayalım.
1.Allah'ın sizin dostunuz dediklerini dost, düşmanınız dediklerini düşman bilmek.
2.Yaradılış gayesine uygun hareket etmek.(Yaradana tazim, yaratılana şefkatle muamele)
3.Hakkı Hak, Batılı batıl bilmek. Hak batıla karıştırılarak Hakka ulaşılamaz.
4.Doğru zaman ve şartlara göre değişir Hak ise her şart altında doğrudur. Hak ve Batıl mücadelesinde Hakkı savunanların safında yer almak.
5.Yapılan her işte ölçülü davranmak. Esas olan Kuran ve sünnete göre hareket etmek.
6.40 yıldır uygulanmak istenen Haim Nahum planının tersine hareket edip, Giydirilen BOP gömleğinden bir an önce kurtulmak.
7.Amirlerin herkese adaletle hükmetmesi, Alimlerin hiç çekinmeden hakkı söylemesi.
8.Sadece sonuca göre değil sebep sonuç ilişkisini görüp olaylardan bir daha yaşanmaması için dersler çıkarmak. Olaylara Ferasetle bakabilmek.
9.İçeride İslam kardeşliği ve insanların doğuştan kazanmış oldukları hakları temin, dışarıda İslam Birliğini tesis etmek.
10.İçerideki problemleri o bölgenin halkları, dışarıda ki problemleri ise o bölgeye ait ve komşu devletlerle çözmeye çalışmak.
11.Doğru da kim tarafından yapılırsa yapılsın hangi sebeplerden dolayı doğru olduğunu söyleyerek destek olmak.
12.Yanlış kim tarafından yapılırsa yapılsın neden yanlış olduğunu söyleyerek o yanlışa ortak olmamak.
13.Derdimizi, davamızı Muhatabımıza "Hikmet ve güzel sözle"; anlayacağı dille anlatmak.

Biz hidayet verici değiliz. Hidayet Allah'a aittir.
Yaklaşan kurban bayramı dolayısıyla; Mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, size, ailenize, ülkemize ve tüm İslam âlemine huzur, barış, kardeşlik ve Saadetler getirmesini Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim.