Ülke gündemine ilişkin yazılarıyla dikkatleri üzerine çeken Bahçelievler’in ünlü siyasetçilerinden Abdullah Akçay, 15 Temmuz’da yaşanan darbe teşebbüsü ile öncesi ve sonrasında yaşananları kaleme aldı. Birçok önemli noktaya değinen ve değerlendirmelerde bulunan Abdullah Akçay, Saadet Partisi’nin bu konuda daha önce uyarılarda bulunduğunun da altını çizdi.
İşte Abdullah Akçay’ın o çok konuşulacak “Darbe girişiminden ders çıkarmak” başlıklı yazısı;
15 Temmuz darbe girişimi sonrası herkes kendi penceresinden bir şeyler yazdı veya söyledi. Ama herkesin ortak kanaati bunun başını FETÖ terör örgütünün çektiği dış mihrakların desteği ile yapılan bir darbe girişimi olması idi.
15 Temmuz sonrası akıllarda kalan bize göre en önemli üç şey ise şunlardı:
1.27 Temmuz Cumartesi günü Milli Gazete ''SAADET PARTİSİ 3 KEZ UYARMIŞ'' adlı vurucu başlığı ile dikkat çekmişti. Bu haberin ayrıntısı ise; Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Yalman'ın darbe tehlikesini AKP'li yetkililere bildirmesi idi. Lütfü Yalman kendilerine gelen bilgi ve belgeleri hatta bu günkü darbe yapan generallerin bile isimlerinin olduğu bir dosya halinde 2013 yılında Sayın Erdoğan'ın bir kez Başbakan bir kez de Cumhurbaşkanı olduğu dönemde kendilerine bir kez de etkili bir bakana ilettiklerini bildirmesi çok dikkat çekmişti.
Yani Cemaat ile 17/ 25 Aralığa kadar olan 10 yıllık birliktelikleri ''Ne istediniz de vermedik'' diyecek kadar ileri olan AKP iktidarını bu sefer onlardan gelebilecek darbe girişimine karşı 2013’de bir kez daha Saadet Partisi’nin uyarmış olması görmeyenler için büyük bir olay idi.
2.Milli Görüş’ün gençlik teşkilatı AGD'nin ''kuklayı değil kuklacıyı vurmak, darbeci ABD'ye yerinde mesaj vermek'' için 28 Temmuz saat 18.00’ de İncirlik üssüne yürüyüşleri ve burada yaptıkları açıklamalar olmuştur. Yedi gün 24 saat FETÖ terör örgütünden bahsedilmesine; müsait ortamlarda bu işin arkasında ABD olduğu söylenmesine, darbe hazırlıklarının ve darbe günü uçakların yakıtlarının İncirlikteki ABD üssünden verildiği bilinmesine rağmen ABD'ye gerekli tepkiyi gösteremeyip, İncirliği kapatma cesaretinde bulunamayanlara yol göstermesi açısından bu yürüyüş tarihe geçmiştir. AGD Genel Başkanı Salih Turhan Bey'in ve AGD Adana il başkanı Abdülaziz Kranşal Hoca’nın konuşmaları ise başlı başına bir manifesto ve ders niteliğinde olmuştur. Dolayısıyla Milli Görüş'ün temsilcisi AGD'miz Saadet Parti’mizin de desteği ile oyunda oynaşta olanların aksine gerçek fitne yuvasına uyarı yürüyüşü yaparak en büyük vazifeyi yerine getirdiler. Ne yazık ki bu asil duruş bir iki basın ve TV hariç diğer çoğunluk medyada yer almadı. Onlar görmek istemeseler de Hakkı haykıran kardeşlerimi tebrik ediyorum. Allah kendilerinden razı olsun.
3.Önemli gördüğümüz üçüncü olay ise 7 Ağustos tarihinde yapılan Yenikapı Mitingi idi. Türkiye bu güne kadar böyle kalabalık görmedi. Demek ki bu millet mesele vatan, din ve bayrak olunca görüşü ne olursa olsun bir araya gelebiliyor. Gönül isterdi ki Papazından Hahamına, eski başbakanlardan artistlere varıncaya kadar davet edilenlere Meclis dışında olan parti liderleri de eklensin. Ne yazık ki yelpazeye yine sınırlar konularak birçok mensubunun orada olduğu partilerin Genel Başkanları her nedense davet edilmedi.
Layt İslam,
Dinler arası diyalog,
Medeniyetler ittifakı projelerini çöpe atmayıp; hala bunları yürütüyor iseniz bataklığı kurutmayıp sinekleri öldürüyor, aynı amaca hizmet ediyorsunuz demektir! diye uyarılarından çekindiler.
Veya o kalabalıkta bir maya olabilecek Saadet Partililerin o gün Yenikapı'da toplanacak milyonlara;
Kahrolsun İsrail,
Kahrolsun Amerika,
Avrupa değil, İslam birliği diye slogan attırıp gerçeklerin haykırılmasına sebep olacaklar diye çekinildi. Oysa bütün bunlar söylenip o sloganlar orada atılmış olsa idi o gün tarihin seyri değişecek millet kuklayı değil kuklacıyı görecekti.
Her şeye rağmen bundan sonra esas gaye oluşan bu birlik ve beraberliği daha da pekiştirmek kuklayı değil, kuklacıyı vurmak olmalıdır.
Yoksa,
Vatan Şehitleri demokrasi Şehitlerine,
’Hâkimiyet Allah'ındır’ sözü, ‘Hakimiyet milletindir’e dönüştürülmüş,
ABD, AB, İsrail ve Emperyalizme karşı yapılması gereken tepki sadece FETÖ'yle sınırlı kalıyorsa,
Demokrasi meydanları Demokratur'a alet oluyor kuklacıyı değil kuklayı vuruyoruz. Yaşanan olaylardan hiç bir ders almıyoruz demektir.
Allah'a Emanet Olun.
Abdullah Akçay
YORUMLAR