Yaşam Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Başhekimi Opr. Dr. Beyzade Özkahraman “Anlamlı Yaşam Öyküleri” adlı yazdığı kitap ile yazarlığa ilk adımını attı. Birden fazla alanda akademik kariyere sahip olan, 22 sivil toplum örgütünde üyeliği bulunan, kurucu öğretim üyesi olarak birçok okulda dersler verirken, reform hareketlerinde öncülük yapan Beyzade Özkahraman, milletin vekilliğine talip olduğu şu günlerde kitabıyla aslında kim olduğunu, seçmenlerine ve partisine bir kez daha anlatacak. Yerel hizmetlerini ülke geneline, sağlık politikalarında da öncü değişimleri hayata geçirmek istediği şu günlerde, kitabıyla da gönüllerinizi ısıtacak. Üniversite öğrencisi olarak adım attığı İstanbul'da çalışarak, hafta sonları çeşitli işlerde harçlığını çıkaran, ofislerde sekreterlik yapan Beyzade Özkahraman'ın yaşamı, gelişim öykülerine konu olan yaşanmışlıklardan farklı değil. Kız kardeşinin üniversiteyi kazanmasıyla, bir yakınının evinde bir oda kiralayarak kız kardeşine destek olan Özkahraman'ın, milletin vekili olarak seçmeninin beklentilerini cevaplayacak sağduyuya sahip olduğuna bu kitabıyla tanık olacaksınız. İşte o öykülerden kısa kısa… EN İYİ BUĞDAY TOHUMU Her yılki gibi en iyi buğday ödülünü alan çiftçiye sorarlar; Bu nasıl oluyor? Çiftçi sırrının buğdaylarını komşuları ile paylaşmak olduğunu söyler. Nedeni açıktır. Çevresinde kötü buğday polenleri uçuşmadığından buğdayının kötü tohum polenleri ile kalitesi düşmez. Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlayarak yayılır. ELLER 18 çocuklu bir ailenin umutsuz yaşam koşullarında umut besleyen iki kardeş, bir anlaşma yaparlar. Biri çalışıp, ötekini akademide okutacaktır. Yazı tura oynarlar ve kardeşlerden biri madende çalışıp kardeşini okutur. Ünlü bir ressam olan kardeş zafer yemeğinde kardeşine “Artık bende seni akademiye gönderebileceğim.” der. Kardeşi ağlayarak ellerindeki yara ve kırıkları gösterir ve şerefine kadeh kaldıramadığı ellerini açar. Bundan etkilenen kardeş yüzüne uzanan bu ellerin resmini yapar ve tüm dünyada dua eden eller olarak beğenilen, yarışmalarda ödül alan bir şaheser meydana getirir. FIRSATLARI GÖREBİLMEK Halinden şikayetçi bir adam meleği aramaya giderken, yolda açlıktan ölmek üzere olan kurda, mutsuz bir genç kıza ve etrafı yeşil ama kendi yapraksız bir ağaca rastlar. Onlar da meleğe kendilerinden bahsetmelerini isterler. Meleği bulan adam, kendinden daha az çalışanların daha iyi durumda olduğunu, dünya nimetlerinin kendinden uzak olduğunu, hayatın adaletsiz davrandığını anlatır. Melek sana zengin ve mutlu olman için şans veriyorum der ve adamın aynı yoldan dönmesi gerektiğini söyler. Ağaca köklerine yakın altın sandığından dolayı yeşermediğini söyler, ağaç sandığı çıkarmasını isteyince adam vakti olmadığını söyleyerek yola koyulur. Genç kıza rastlar; kıza meleğin evlenirse mutlu olabileceği sözlerini aktarır ve kız evlenmeyi teklif edince acelem var der ayrılır. Meleğin verdiği şansı bulmak için yola koyulan genç adam, kutra rastlar ve yiyeceği bir aptalı bulamazsa açlıktan öleceğini söyler. Kurt anladım der ve adamı oracıkta yer. Ders: Kaçımız fırsatları elimizle itip, altın tepsiyle bu fırsatları birilerine sunduk?