Gazete365'in yazarlarından Saara Yılmaz Özenç'in makalesinin bir solukta okuyacaksınız. Anayasa değişikliğine var mısınız yok musunuz? AKP'nin demokrasi, özgürlük ve hukuk anlayışını 7 yıldır izliyoruz. Kadın ve çocuk haklarının nasıl korunduğuna tanık oluyoruz. Basına yönelik davaların arttığını, belediye başkanlarının, sendikacıların hapse atıldığını, dinlemelerin sıradanlaştığını işitiyoruz. Sendikaların baskı altına alındığı, işçilerin güvencesizleştirilip köleleştirildiği, tüm temel hizmetler gibi eğitimin bile ticarete dönüştüğü, doğanın sermayenin kâr etmesi için hızla katledildiği bir ülkede özgürlük ve demokrasi kimler için var. Peki filizlenen yeni partiler ve başkanları neredeler? Asker güçsüzleştirilmeye çalışılırken, ülke genelindeki polis artışı neyin nesi? Bunca polis artışına rağmen sokaklar sahipsiz; gasp, soygun had safhada. Can ve mal güvenliğimiz yok. Asayişi bile paranız kadar satın alıyorsunuz. Özel güvenlikli, kameralı, lüks sitelerde oturmuyorsanız, endişelenin. Gün yeni sermaye sahiplerinin günü. Talan Ekonomisine var mısınız yok musunuz? Demokratiklik adı altında sunulan değişiklik paketi 12 Eylül Anayasasının hiç bir kurumunu kaldırmadığı gibi olumsuz niteliklerini artırarak devam ettirecek, sermaye ve rejime uygun koşullara temel oluşturacak. Ne şiş yansın, ne kebap misali; Kürt'e vaatlerde bulunup Kürtlere dair şimdilik eylemi olmayan ama söylemleriyle Türk- Kürt sorununu gündeminden indirmeyen bir zihniyetin değişim anlayışına var mısınız yok musunuz? Suç işleyen ya da işleyecek olan milletvekilinin yargıya hesap vermesini engelleyen dokunulmazlığa karşılık, askerin yüce divana hesap vermesini isteyen değişikliğe var mısınız, yok musunuz? Hâkim ve savcıların ilk kez atanmaları, tayinleri ve güvenli şekilde adalet sunmaları için kurulan HSYK´nın başına cumhurbaşkanı destekli Adalet Bakanını getirerek yargıyı sözde bağımsız yapan, 30 yıl önce askeri darbenin ürünü diye bugün sindiremediğimiz anayasanın benzerine evet demeye var mısınız yok musunuz? Özelleştirmenin önü hala açıktır. Artık kıyılar, çevre, doğa, sular dahi kolaylıkla alınıp satılabilecek, kirletilebilecek. Bunların önündeki engeller kaldırılıyor, özelleştirmelerin engellenmesine dönük kısmi önlemler kalkıyor. Piyasa düzeninin önü açılıyor. Bu paketteki anlayış, iktidarı dağıtan değil merkeze toplayan, yürütmeye toplayan bir anlayış. Yasama yürütme ve yargının güçlendirilmesinde yürütmenin rolünün artarak devam etmesiyle 12 Eylül düzeninin kemikleşmesine var mısınız yok musunuz? AKP piyasa diktatörlüğünü savunuyor ve bunu altyapıda inşa ederken, üstyapıda da yürütmeyi güçlendirerek başkanlık sistemine geçişin hukuki temelini oluşturuyor. Parasız eğitimi, parasız sağlığı, kamuyu desteklemeyen paket hiçbir ilerici öge içermiyor. Şimdi 12 Eylül temelli, AKP Anayasasına var mısınız yok musunuz? Beş yıl önce çıkan yeni Türk Ceza Kanunu, sekiz defa değişti. Ceza evlerinde yatan 116 bin kişinin yüzde 52'si hükümlü, Türkiye´de yargıya ilişkin 2003–2004 İstişari Ziyaret Raporlarında HSYK´da bakan ve müsteşarının varlığı eleştiri konusu yapıldı. Hakim ve savcı sayısı az. HSYK işlevsiz, eli kolu bağlı. Bu durumda hala yargıyı günah keçisi ilan ederek kendini aklayan bir siyasete var mısınız, yok musunuz? AKP'nin "değişim" iddiasına baştan teslim olmuş kesimler statükolara yenik düştüler. Bu makyajlanmış Anayasada bir de takke düşüp kel göründüğünde çok geç olacak. Artık kaderlerimizi ellerimize almanın zamanı gelmiştir. Hayır demeye var mısınız, yok musunuz?
Anayasa değişikliğine var mısınız yok musunuz?
Gazete365'in yazarlarından Saara Yılmaz Özenç'in makalesinin bir solukta okuyacaksınız. Anayasa değişikliğine var mısınız yok musunuz? AKP'nin demokrasi, özgürlük ve hukuk anlayışını 7 yıldır izliyoruz. Kadın ve çocuk haklarının nasıl korunduğuna t
07 Eylül 2010 - 13:13