Bağcılar’da yaşıyorsanız bu yazı kesmez sizi…
Biz de zaten sizin için yazmıyoruz…
Siz biliyorsunuz ilçenizi de Belediyenizi de…
Bizim amacımız Bağcılar’daki bu çılgın belediyecilik anlayışını herkese anlatmak.
Böyle belediyecilik mi olur kardeşim?
İnsan gece gündüz halkına hizmet mi üretir?
Diğer belediyelere böyle mi örnek olunur? Hayret etmemek mümkün değil.
***
Diyeceksiniz ki ne yapmış Bağcılar Belediyesi böyle?
Daha ne yapacak? Hangi birini söyleyelim?
Düne kadar yaptıklarını mı? Bugünden sonra yapmaya başladıklarını mı?
İlçe halkına okuma yazma ve meslek kursları açarak yetişkinleri topluma kazandıran onlar…
Sevgi Evleri’nde, yaz-kış okullarında, sosyal, kültürel sportif kurslar düzenleyerek, çocuklarımızın ve öğrencilerin kötü alışkınlıklardan uzak tutarak, sağlıklı yetişmelerinde ve derslerinde başarı olmalarını sağlayan onlar…
Çanakkale Gezisi gibi tarihi ve kültürel geziler tertip ederek öğrencilere moral motivasyon ve turizm hizmeti veren onlar.
Memleket özlemi yaşayanlar için meyve bahçeleri oluşturup dalında meyve yiyerek piknik yaptıran onlar.
Sosyal, kültürel ve spor kompleksleri yaparak halkın diğer ilçelere gitmeden, ilçe içinde sosyal yaşam sürmesini sağlayan yine onlar.
***
Bunlar yetmezmiş gibi bir de tutmuşlar halkın ayağına kurumları getirmişler…
Evet…, Devletin Sosyal Güvenlik Kurumları SSK, BAĞ-KUR’un yanı sıra, Askerlik Şubesi, Adliye gibi Kurumları Bakırköy’den ilçeye taşınmasını sağladılar…
Durun daha bitmedi bu Belediyenin bu halka yaptıkları
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile olan işlerinizi ilçe belediyesine başvurarak halledebiliyorsunuz."
Niye?
Bağcılar belediyesi o hizmeti halkının ayağına getiriyor.
Nasıl mesela?
Örneğin İETT Genel Müdürlüğü’nden "Seyahat Kartı" almak için artık oraya buraya gitmeye gerek yok.
İlçe belediyesine müracaat ediyor ve alıyorsunuz.
***
Böyle belediyecilik mi olur kardeşim?
Halkının rahat etmesi için Devletin bütün birimleriyle ikili ilişkiler bu derece sağlam tutulur mu?
Trafik sorununa bile el atmışlardı biliyorsunuz?
Tramvayın, Bağcılar’dan İstanbul’un merkezi yerlerine bağlanmasını sağlamayı başarmışlardı.
Yine, Tavukçu deresi üzerinden Bahçelievler ilçesinin ortasından, Ataköy E5’e ilçeye giriş çıkış yolunu bağlatmışlardı.
Şimdi sırada Bağcılar Caddesi trafiğini çözmek varmış.
***
Ramazan hazırlıklarına zaten değinmek istemiyorum.
Yalnız geçen gün Ramazan hazırlıkları kapsamında Ramazan çadırıyla ilgili bilgi veriyordu Başkan Çağırıcı...
Ne konuşacaktı ki daha...
Zaten her sene Dünyanın belki de en büyük çadırını kurarak binlerce kişiye iftar daveti verdiğini bir ben değil dünya alem biliyordu.
Her sene televizyonlar ve Radyolar gelip o çadırda canlı yayın yapıyorlardı
İftarlar adeta bir festivale dönüşüyordu...
Tam da bu sırada lafı gediğine koymuştu bir gazeteci:
-İyi de Sayın Başkan, siz hala, ta Belediye Başkanı olmazdan önceki telefon numaranızı kullandığınızı... Bir de bunu 24 saat açık tuttuğunuzu tweetinizde yazmışsınız. Diyelim gecenin saat 03:00’ünde aranırsanız ne olacak?
Hayret! Cevap bir cümleden ibaretti?
- “Aranıp sorulmaktan korkmayın. Aranıp soranınız yoksa korkun”
Pes valla... Bu Başkandan korkulur...
Yani arkadaşlar laf aramızda, insan kendi kendine söylenmeden edemiyor.
Ne yapsak durduk yerde Bağcılar’a mı taşınsak…
