Verdiği önergelerle dikkatleri üzerine çeken, yeşil alan, hava kirliliği ve eğitim konusundaki hassasiyeti ile tanınan Bahçelievler Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi Üyesi CHP’li Mehmet Berke Merter, önemli bir konuyu daha meclis gündemine taşıdı. İstanbul’da okulların altına yapılmaya başlanan ve yapılması planlanan zeminaltı otoparklar konusu hakkında önerge veren Berke Merter, yurtdışında yapılan bilimsel araştırmalardan örnekler verdi, uygulamanın yanlış olduğunu ileri sürdü.

İstanbul’da otopark ihtiyacının şart olduğunu, ancak mevcut uygulamayla ciddi yeşil alan kayıplarının yaşandığını ve bu uygulamanın özellikle çocukların sağlığını tehdit edeceğini vurgulayan Berke Merter, “İstanbul'da okulların altına yapılan ve yapılacak olan otoparkların çocuklarımızın sağlığını tehdit ediyor olabilir mi? Bununla ilgili herhangi bilimsel çalışma yaptırdınız mı? Eğer yaptırmadıysanız çocuklarımızın sağlığını korumak için bununla ilgili bilimsel araştırmalar yaptırmayı düşünüyor musunuz?” diye sordu.

BU; KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARTMAKTIR
Okul çevresinde güvenlik sorunu, gürültü ve sağlık sıkıntısı yaşanacağının altını çizen Berke Merter, önergesinde; “İstanbul’un nüfusunun kalabalık olması ve her geçen gün nüfusun hızla artmaya devam etmesi neticesinde otopark sorunları yaşanmaktadır. İBB bu soruna çözüm olarak; İstanbul genelinde 100.000 araç kapasiteli yer altı otopark projeleri düzenleyip; uygulamaya başladı ancak çok güzel bir deyimimiz var; ‘Kaş yaparken, göz çıkarmak’ diye. Hayata geçirilen bu projeler yeterince detaylı inceleniyor mu? Zira biz bu incelemelerin yetersiz olduğunu düşünüyoruz; sebebine gelince bu otoparklar birçok yeşil alanın tahrip edilerek, üzerine meydan dedikleri betondan oluşan soğuk görünümlü alanlar yapılmakta. Bu da yetmiyormuş gibi şimdi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda arsaları uygun olanların zemin altlarının otopark olarak kullanılması için protokol teklif edilmişti; biz CHP gurubu olarak çocuklarımızın güvenliği yeterli olarak sağlanamayacağı endişesiyle bu teklife karşı çıkmıştık. Üstelik burada problem sadece güvenlikte değil, otoparka giren araçların yayacağı egzoz gazı ve gürültüsü de en az güvenliği kadar önemlidir” sözlerine yer verdi.

BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR ORTADADIR
Uygulamaya karşı çıkmasına gerekçe olarak bilim adamlarının çalışmalarını gösteren Berke Merter, “Bilimsel araştırmalar ortadadır. Yurtdışında bununla ilgili bilimsel çalışmalara baktığımızda; Prof. Dr. Axel Zenger'in araştırmasında, kapalı otoparklara giren ve çıkan araçlardan dolayı çevrede CO, NO2, Benzol ve Micro partiküller artış gösterdiğini tespit etmiştir.  Araştırmasında ayrıca kapalı otoparklara kısa süreliğine girip çıkan şahıslar için fazla bir risk bulunmadığını ama devamlı olarak kapalı otopark da ya da civarında olanlar için sağlık tehdidi oluşabileceğini tespit etmiştir. Bu tespit okula eğitim görmek için gelen çocuğun, alt katında bulunan otoparktan ne kadar etkileneceğini de ortaya koymaktadır. Yine ABD'de Maximilien Debia ve Marie-Claude Trachy-Bourget adındakı bilim insanları tarafından yapılan bir araştırma da da bir okulun katlı otoparkında oluşan egzoz emisyonları sınıflara kadar gidebildiği tespit edilmiştir. Türk Toraks Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Fuat Kalyoncu da hava kirliliğiyle ilgili, ‘Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘görünmez katil’ olarak tanımladığı ve dünyada her yıl 7 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açan bu sorunun ülkemizde de tanınmasını, duyulmasını ve bu sayede her an soluduğumuz zehirli havanın artık son bulmasını istiyoruz’ dedi. Sayın Kalyoncu’nun bu haklı ve önemli ön görüsüne tüm yetkililerin imza atması gerekir” açıklamalarında bulundu.

LÜTFEN ÇOCUKLARIMIZ İÇİN BU YANLIŞTAN DÖNÜN
Uygulamanın yeşil alan kaybına da neden olduğunu belirten ve geleceğimize sahip çıkmamız gerektiğini söyleyen Berke Merter, “İstanbul'da zaten çok az olan yeşil alanların bu şekilde değersizleştirmeyelim. İstanbul'un şüphesiz daha fazla otopark alanlara ihtiyacı var, ama bunu ucuza kaçarak, kurnaz yöntemlerle değil, şehircilik açısından bilimsel yöntemleri de kullanarak yapalım. Aynı zamanda da lütfen unutmayalım İstanbul'un en az otopark ihtiyacı kadar yeşil parklara ve temiz havaya da ihtiyacı var. Lütfen tekrar bir düşünün ve bu yanlıştan dönün, çocuklarımızı hep beraber koruyalım” şeklinde çağrıda bulundu. >365/Haber Merkezi

Bahçelievler Belediyesi ve İBB Meclisi Üyesi Cumhuriyet Halk Partili Berke Merter’in verdiği önergesinin tamamı şöyle:
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MECLİS BAŞKANLIĞINA;
Konu: Okulların altına yapılması planlanan yer altı otoparkları hakkında.

İstanbul’un nüfusunun kalabalık olması ve her geçen gün nüfusun hızla artmaya devam etmesi neticesinde otopark sorunları yaşanmaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu soruna çözüm olarak; İstanbul genelinde 100.000 araç kapasiteli yer altı otopark projeleri düzenleyip; uygulamaya başladı ancak çok güzel bir deyimimiz var; ”Kaş yaparken, göz çıkarmak” diye… Hayata geçirilen bu projeler yeterince detaylı inceleniyor mu? Zira biz bu incelemelerin yetersiz olduğunu düşünüyoruz; sebebine gelince bu otoparklar birçok yeşil alanın tahrip edilerek, üzerine meydan dedikleri betondan oluşan soğuk görünümlü alanlar yapılmakta. Bu da yetmiyormuş gibi şimdi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda arsaları uygun olanların zemin altlarının otopark olarak kullanılması için protokol teklif edilmişti; biz CHP gurubu olarak çocuklarımızın güvenliği yeterli olarak sağlanamayacağı endişesiyle bu teklife karşı çıkmıştık. Üstelik burada problem sadece güvenlikte değil, otoparka giren araçların yayacağı egzoz gazı ve gürültüsü de en az güvenliği kadar önemlidir.

Yurtdışında bununla ilgili bilimsel çalışmalara baktığımızda; Prof. Dr. Axel Zenger'in araştırmasında, kapalı otoparklara giren ve çıkan araçlardan dolayı çevrede CO, NO2, Benzol ve Micro partiküler artış gösterdiğini tespit etmiştir.  Araştırmasında ayrıca kapalı otoparklara kısa süreliğine girip çıkan şahıslar için fazla bir risk bulunmadığını ama devamlı olarak kapalı otopark da ya da civarında  olanlar için sağlık tehdidi oluşabileceğini tespit etmiştir. Bu tespit okula eğitim görmek için gelen çocuğun, alt katında bulunan otoparktan ne kadar etkileneceğini de ortaya koymaktadır.

Yine ABD'de Maximilien Debia ve Marie-Claude Trachy-Bourget adındakı bilim insanları tarafından yapılan bir araştırma da da bir okulun katlı otoparkında oluşan egzoz emisyonları sınıflara kadar gidebildiği tespit edilmiştir.

18.11.2017'de Birgün gazetesinde yayımlanan habere göre ülkemizdeki hava kirliliği konusunda bir sempozyumda basın konferansı yapan Türk Toraks Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Fuat Kalyoncu, “Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘görünmez katil’ olarak tanımladığı ve dünyada her yıl 7 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açan bu sorunun ülkemizde de tanınmasını, duyulmasını ve bu sayede her an soluduğumuz zehirli havanın artık son bulmasını istiyoruz” dedi. Sayın Kalyoncu’nun bu haklı ve önemli ön görüsüne tüm yetkililerin imza atması gerekir. 

Sempozyumun Eş Başkanı olan Doç. Dr. Haluk Çalışır, Türkiye’de ve dünyada en çok öldüren ve sağlığa en çok olumsuz etki yaratan kalp-damar hastalıklarının, inmenin ve solunum sistemi hastalıklarının hava kirliliği ile doğrudan ilişkili olduğunun altını çizdi. Doç. Dr. Çalışır konuşmasında, “Hava kirliliği; çocuklarda hiperreaktivite, dikkat eksikliği, bilişsel gerilik, akciğer fonksiyonlarında düşüklük; yetişkinlerde astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, akciğer dokusunun sertleşmesi olarak tanımlanan akciğer fibrozisi ile akciğerde ölümcül hasara neden olan damar pıhtılaşmasına yol açmaktadır. Ayrıca hava kirliliği özellikle çocuklar ve 65 yaş üstü nüfusta zatürre gelişimini 6 kat arttırmaktadır” demiştir. Sayın Çalışır’ın da bu uyarılarına dikkat çekmek gerekir.

Sempozyumun diğer Eş Başkanı olan Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Aykaç ise yaptığı açıklamada hava kirliliğine yol açan fosil yakıtlarının kullanılmasına bağlı olarak Türkiye’de 2.876 erken ölümün, 4.311 hastaneye yatışın ve yılda 3 milyar Avroyu aşan bir sağlık harcamasının gerçekleştiğine dikkat çekti. Yrd. Doç. Dr. Aykaç, sözlerini “İstanbul’da Esenyurt’ta yaşayan sağlıklı bir kişi geçtiğimiz bir yılda kirli hava nedeniyle 240 gram zehirli toz solumuştur." Diyerek dikkat çekmiştir.

TORAKAS Derneğin açıklaması da hava kirliliğinin İstanbul'da yaşayan insanlarımızı ve bilhassa çocuklarımızı nasıl tehdit ettiğini bir daha kamuoyunun dikkatine sunmuştur. Bu durumda zaten temiz olmayan havamızı düşünürsek okulların altına otopark yaparak çocuklarımızı daha da fazla riske atmak ne kadar doğrudur? Diye düşünmek gerekir.

Aynı şey tabiki çocuk oyun parkların ve yeşil alanların altındaki otoparklar için de geçerli. İstanbul'da zaten çok az olan yeşil alanların bu şekilde değersizleştirmeyelim. İstanbul'un şüphesiz daha fazla otopark alanlara ihtiyacı var, ama bunu ucuza kaçarak, kurnaz yöntemlerle değil, şehircilik açısından bilimsel yöntemleri de kullanarak yapalım. Aynı zamanda da lütfen unutmayalım İstanbul'un en az otopark ihtiyacı kadar yeşil parklara ve temiz havaya da ihtiyacı var. Lütfen tekrar bir düşünün ve bu yanlıştan dönün, çocuklarımızı hep beraber koruyalım.

Bu kapsamda sormak isteriz;
İstanbul'da okuların altına yapılan ve yapılacak olan otoparkların çocuklarımızın sağlığını tehdit ediyor olabilir mi? Bununla ilgili her hangi bilimsel çalışma yaptırdınız mı? Eğer yaptırmadıysanız çocuklarımızın sağlığını korumak için bununla ilgili bilimsel araştırmalar yaptırmayı düşünüyor musunuz?

Önergemizin başkanlık makamına havale edilmesini saygılarımızla arz ederiz.