CHP’li gençlerden 'İç Güvenlik Paketi'ne tepki

CHP Bahçelievler ve Bakırköy Gençlik Kolları, TBMM’de de büyük kavgalara neden olan 'İç Güvenlik Paketi' ve 'Çocuk Mahkûmlar” ile ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.

CHP’li gençlerden 'İç Güvenlik Paketi'ne tepki

CHP Bahçelievler ve Bakırköy Gençlik Kolları, TBMM’de de büyük kavgalara neden olan 'İç Güvenlik Paketi' ve 'Çocuk Mahkûmlar” ile ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.

CHP’li gençlerden 'İç Güvenlik Paketi'ne tepki
27 Şubat 2015 - 18:20
Reklam

CHP Bahçelievler ve Bakırköy Gençlik Kolları, Bakırköy Özgurluk Meydanı'nda ''İç Guvenlik Paketi'' ve ''Çocuk Mahkûmlar" için basın açıklaması yaptı. Açıklamayı Bahçelievler Gençlik Kolları Başkanı Ufuk Emre Bektaş ve Bakırköy Gençlik Kolları Başkanı Ozan Çakır gerçekleştirdi. Yaklaşık 300 kişinin katıldığı ifade edilen basın açıklamasına; İl Gençlik Kolları Başkanı Recep Karakoç ve yönetim kurulu da katılım sağladı. Basın açıklaması sonra oturma eylemi gerçekleştirildi.

Sloganlarla ve oturma eylemiyle tepki gösteren CHP’li gençlerin basın açıklamasında; “Bu yasa tasarısıyla, ulkemizde yerleştirilmeye çalışılan dikta yönetimine, muhalifleri sindirmek ve tek adam diktasını tesis etmek uzere imkân tanınmasına ve polis devletinin yasal zeminlerinin oluşturulmasına boyun eğmeyeceğiz. Biz CHP Gençlik Örgutleri olarak yeni Pozantıların ve yeni Özgecan'ların tekrardan ortaya çıkmaması için tecavuzcu devlet anlayışına karşı mucadeleye devam edeceğiz" ifadelerine yer verildi.

BU YASA AKP FAŞİZMİNİ KORUMA YASASIDIR
Tasarı yasalaşınca her eylem öncesinde 'makul şupheli’ gerekçesiyle 'tedbir’ göz altıları yapılabileceğini, toplantı ve gösteri yuruyuşu haklarının fiilen ortadan kaldırılacağının ifade edildiği açıklamada; “Bugun burada bulunmamızın nedeni yaklaşık 2 haftadır gundemi işgal eden adeta diktatörluğun kullanma kılavuzu haline gelen ''İç Guvenlik Yasası'' kılıfıyla önumuze sunulan ''Sıkıyönetim Yasası''nı ve Pozantı cezaevinde yapılan rezaleti teşhir etmektir. ''İç Guvenlik Yasası'' AKP faşizmini koruma yasasıdır. Bilinçli bir şekilde topluma gözdağı verilmek istenmektedir. Bu yasa 12 Eylul faşizmini ve 90 yılların faili meçhul gunlerini geri getirecektir. Bu yasanın örneklerini faşist, baskıcı ve otoriter rejimlerde görebiliriz. Toplumu, emek ve demokrasi talebiyle sokağa inenleri, öğrencileri, akademisyenleri, sendikacıları, avukatları hedef almakta ve polis devleti uygulamalarını kurumsallaştırmaktadır" denildi.

KÜRT OLDUKLARI İÇİN TECAVÜZE UĞRADILAR
Cezaevlerinde yaşanan sorunlara da değinilen açıklamada; “Cezaevlerinde tutsak çocukların başına gelenler ve yaşadıkları işkence ve tecavuzler insanın kanını dondurmaktadır. Bu yaşananlar bize sistemin caniliğini ortaya koymaktadır. Sokakta oynaması gereken çocuklar, yaşlarından kat kat daha ağır acılarla boğuşuyorlar. Sırf Kurt oldukları için aşağılandılar, hakarete tecavuze uğradılar. Kurt halkının çocukları çocuk sayılmamakta ve devleti yıkabilecek şekilde potansiyel ''TERÖRİST''ilan edilmektedir. Olayın yaşandığı dönem kamuoyu ile paylaşılan bilgiler ve inceleme komisyonlarında tutulan raporlarda tecavuz ve darp vakaları sabit tutulmuş ancak olayın sorumluları hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır. Cezaevlerindeki her birey gibi çocukların da sorumluluğu devlete aittir. Amaç; Çocukların ıslahı ve topluma yeniden kazandırılması olmalıdır" ifadesi kullanıldı.

CHP Bahçelievler ve Bakırköy Gençlik Kolları Basın Açıklamasının tamamı;
AKP faşizmine karşı bu kavgada bizlere omuz veren yoldaşları ve basın emekçilerini en devrimci duygularımızla selamlıyoruz.
Bugun burada bulunmamızın nedeni yaklaşık 2 haftadır gundemi işgal eden adeta diktatörluğun kullanma kılavuzu haline gelen ''İç Guvenlik Yasası'' kılıfıyla önumuze sunulan ''Sıkıyönetim Yasası''nı ve Pozantı cezaevinde yapılan rezaleti teşhir etmektir. Bizlere diktatörluğu oluşturacak iç guvenlik paketleri değil, Turkiye halklarının barışmasını sağlayacak bir barış paketi gerekmektedir. Bugun bizlere yeni kolluk yasaları ve yeni kolluk kuvvetleri gerekmemektedir. Bugun bize gerekli olan halkın yaşam hakkını koruyacak devlet anlayışını tesis etmektir. AKP hukumeti bizlerle dalga geçtiğini zannetmektedir. Barış sureci naraları atarak, halktan kopuk akilleri atayarak, imralı-kandil arası mekik dokuyarak barışı kalıcılaştıracaklarına inanmıyoruz. Hali hazırda gundemi takip ettiğimiz zaman barış surecini yönettiğini iddia eden AKP daha fazla yurttaşı nasıl tutuklarız, nasıl zindanlara atarız duşuncesiyle yeni yasalar çıkartmaktadır. Ancak AKP diktatörluğu şunu bilmedir ki; bizler çıkaracakları butun yasaları yırtıp atarak tum halkların barışcıl ve özgur bir biçimde yaşamasını sağlayacak bir Turkiye için mucadeleye devam edeceğiz.

Statukoyu ve veyaset rejimi yıktığını iddia eden hukumet her geçen gun bir dikta rejiminin adımlarını atmakta ve buna karşı barışçıl yollarda protesto hakkını kullanan sivil yurttaşlara terörist muamelesi yapmaktadır. Bizler buradan AKP hukumetine elinde silah bulunmadan haklarını korumak için alanlarda bulunan sivil halkı terörist olarak damgalamayı bırakmasını ve her ne kadar unutmuş gözukseler de meclisteki beyefendiler ve hanımefendilerin bu terörle mucadele arzusunu Suleyman Şah'da kaçtıkları IŞİD'e karşı göstermelerini öneririz.

Bu yasa tasarısıyla, ulkemizde yerleştirilmeye çalışılan dikta yönetimine, muhalifleri sindirmek ve tek adam diktasını tesis etmek uzere imkân tanınmasına ve polis devletinin yasal zeminlerinin oluşturulmasına boyun eğmeyeceğiz.

Tasarı yasalaşınca her eylem öncesinde 'makul şupheli’ gerekçesiyle 'tedbir’ göz altıları yapılabilecek. Dolayısıyla Toplantı ve gösteri yuruyuşu haklarımız fiilen ortadan kaldırılacak. Valiler, kaymakamlar sıkıyönetim ve OHAL dönemlerinde olduğu gibi yetkilendirilecek. Kendilerini yargıç ve savcılar yerine koyup karar alabilecekler. Valinin ilan ettiği yasaklara uymayanlar 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılacak. Vali toplumsal olaylarda belediyenin araç ve gereçlerine el koyabilecek, personeline emir verebilecek. Polis aynı zamanda savcılık yapacak. Savcı kararı olmadan ve kimseye haber vermeden vatandaşları 48 saat gözaltında tutabilecek. Hakim ve savcı kararı olmadan istediği kişinin ustunu, eşyasını, aracını arayabilecek. Toplumsal olaylarda 'cebinde taş vardı’ gerekçesiyle bile silah kullanabilecek. Polisin aldığı herhangi bir önleme karşı çıkan vatandaş gözaltına alınabilecek. Dinleme, gizli soruşturmacı kullanma ve teknik takip yetkileri genişletilecek, Ortada hiçbir suç ya da şuphe olmasa da herkesin telefonu hakim kararı olmadan dinlenebilecek. Sahte ve hukuk dışı kanıt yaratma faaliyeti sistematikleştirilecek. Sakatlanmalara, yaralanmalara ve ölumlere yol açan TOMA’ların sıktığı basınçlı sularda uç gun çıkmayacak boyalı kimyasal madde kullanımı serbest olacak. Yoğun biber gazı saldırılarında korunma aracı olarak ağız ve burunun çeşitli yollarla kapatılması; 'yuzun maske ile kapatılması’ diye kabul edilerek 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Sosyal medyaya getirilen sınırlamalar, yasaklamalar, cezalar artırılacak. Dolayısıyla haber alma ve iletişim ağı özgurluğu daraltılacaktır.

Bu yasa AKP faşizmini koruma yasasıdır. Bilinçli bir şekilde topluma gözdağı verilmek istenmektedir. Bu yasa 12 Eylul faşizmini ve 90 yılların faili meçhul gunlerini geri getirecektir. Bu yasanın örneklerini faşist, baskıcı ve otoriter rejimlerde görebiliriz. Toplumu, emek ve demokrasi talebiyle sokağa inenleri, öğrencileri, akademisyenleri, sendikacıları, avukatları hedef almakta ve polis devleti uygulamalarını kurumsallaştırmaktadır.

Bizim demokrasinin, adaletin, barış ve kardeşliğin tesisine yönelik duzenlemelere ihtiyacımız var. Bunun için temel hak ve özgurlukleri askıya alan bu sıkıyönetim yasası derhal geri çekilmelidir.

Cezaevlerinde tutsak çocukların başına gelenler ve yaşadıkları işkence ve tecavuzler insanın kanını dondurmaktadır. Bu yaşananlar bize sistemin caniliğini ortaya koymaktadır. Sokakta oynaması gereken çocuklar, yaşlarından kat kat daha ağır acılarla boğuşuyorlar.
Sırf Kurt oldukları için aşağılandılar, hakarete tecavuze uğradılar. Kurt halkının çocukları çocuk sayılmamakta ve devleti yıkabilecek şekilde potansiyel ''TERÖRİST''ilan edilmektedir. Olayın yaşandığı dönem kamuoyu ile paylaşılan bilgiler ve inceleme komisyonlarında tutulan raporlarda tecavuz ve darp vakaları sabit tutulmuş ancak olayın sorumluları hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır. Cezaevlerindeki her birey gibi çocukların da sorumluluğu devlete aittir.Amaç; Çocukların ıslahı ve topluma yeniden kazandırılması olmalıdır.

Sadece taş attıkları için bu tur olaylara maruz kalan çocuklar duvarları yeşil, renkli ve ustu korumalı gibi görunen kameralı Sincan cezaevine nakil edilmiştir. Peki nakil ile herşey bittimi ? Yaşadıkları da onlarla birlikte bir ömur boyu surecek. Her seferinde ''ÖZGÜR BASIN'' diye adlandırılan medya kuruluşları da suçluları ortaya çıkarmamıştır,göz ardı ettikleri asıl nokta ise Pozantı Cezaevinde ki çocuk istismarını gerçekleştirenlerin takipsizlik kararı ile aklanmalarıdır. Bununla da kalınılmamış tecavuze uğrayan çocuklar devletin kutsal adaleti karşısında muebbet hapis cezası ile yargılanmaktadır. Bu şekilde AKP iktidarı ve onun yargısı tecavuzu meşru hale getirmiştir.
Biz CHP Gençlik Örgutleri olarak yeni Pozantıların ve yeni Özgecan'ların tekrardan ortaya çıkmaması için tecavuzcu devlet anlayışına karşı mucadeleye devam edeceğiz.

CHP Bahçelievler Gençlik Örgutu Başkanı CHP Bakırköy Gençlik Örgutu Başkanı
Ufuk Emre BEKTAŞ Ozan ÇAKIR