CHP, tek ses, tek yumruk iktidara gitmeli

CHP İstanbul İl Genel Meclis Üyesi Hasan Tapan, CHP kongrelerini Gazete365’e değerlendirdi.

CHP, tek ses, tek yumruk iktidara gitmeli

CHP İstanbul İl Genel Meclis Üyesi Hasan Tapan, CHP kongrelerini Gazete365’e değerlendirdi.

CHP, tek ses, tek yumruk iktidara gitmeli
14 Mart 2012 - 19:26
Reklam

“CHP’nin gerçekleşen ve gerçekleşecek olan kongrelerde güçlü çıkacak ve artık kişiler etrafında kümelemek, kişisel çıkarlar etrafında bir araya gelme, tavır ve alışkanlıklarımızı hızla terk etmeliyiz. Bu nedenle önümüzdeki 2014 yerel seçimlerde CHP’nin gerçek gücünü tüm Türkiye’ye göstermeliyiz” mesajlarına dikkat çeken CHP İstanbul İl Genel Meclis Üyesi ve İstanbul İl Delegesi Mali Müşavir Hasan Tapan, şunları söyledi;

CHP geçtiğimiz şubat ayında çok başarılı iki kurultay sürecini geride bıraktı. Bu kurultaylar bizlere bir kez daha CHP kurultay delegesinin ne kadar bilinçli, saygın ve sağduyulu olduklarını gösterdi. Yapılan kongre sonucunda CHP çağdaş, sosyal demokrat partileri sahip olması gereken tüzüğe kavuştu. Tüzükteki değişiklikler devrim niteliğinde olup %33 kadın kotası %10 gençlik kotası çarşaf liste, ön seçim gibi değişiklikler ayakta alkışlanacak değişikliklerden bir kaçıdır. Bu tüzük çalışmalarında emeği geçen tüm parti örgütlerine ve genel merkeze sonsuz teşekkürler ederiz. Şimdi bize düşen görev 2014 ilkbaharındaki yapılacak olan yerel seçimlere hazırlanmak; bunun için, içinde bulunduğumuz kongre süreçlerini doğru bir şekilde değerlendirme zorunluluğumuz var. Bu nedenle önümüzdeki 2014 yerel seçimlerde CHP’nin gerçek gücünü tüm Türkiye’ye göstermeliyiz. Bu nedenle tüm enerjimiz örgütlerimizin düzeltilmesine yönelik çalışmalar olmalıdır”

“Öncelikle eski alışkanlıkları hızla terk etmeliyiz. Benim olsun küçük olsun, güçsüz olsun anlayışının yerine tüm kesimleri kucaklayacak en geniş birleşimle; güçlü ilçe ve güçlü il örgütleri oluşturmak için çözümler üretmeliyiz. Bu tarihi fırsatı küçük hesaplar peşinde koşarak heba etmeyelim. Artık kişiler etrafında kümelemek, kişisel çıkarlar etrafında bir araya gelme, tavır ve alışkanlıklarımızı hızla terk etmeliyiz. Güçlü ve etkili çalışma yapabilecek ilçe örgütlerinin oluşabilmesi için, birikimli, bilgili, kişisel kaygıları bir yana bırakmış, toplumsal kaygıları esas alan, partimizi geniş kesimlerle kucaklayacak, Çalışmalar yapabilecek dinamik ve militan bir anlayışı; partide hakim kılacak; ilçe yönetimleri oluşturmak birinci hedefimiz olmalıdır. Bunun için geçmiş dönemlerde yaşanan kişisel çekişmeleri, sürtüşmeleri bir yana bırakarak partimizin yerel ve genel iktidar amacı etrafında birleşme zorunluluğumuz vardır. Güçlü ve etkin yerel örgütler yok ise genel başkan ve genel merkez yöneticilerinin iyi niyetli çalışmaları yeterli değildir”

“CHP’nin başarılı olması AKP karanlığının sona ermesini istiyor isek bunun yolu ilçe ve il örgütlerimizden başlayarak düzeltme hareketinin partide hakim olmasından geçer. Gelin bu kongre süresinde kişisel kaygılarımızı bir yana bırakarak, birleşelim, bütünleşelim. Nazım Hikmet’in dediği gibi, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine; bu vatan bizim, bu parti bizim. Güçlü ilçe ve il örgütlerinin oluşması için topyekûn harekete geçelim. Yerel politika üreten, yerelden toplumla birleşen, genel merkeze ivme katacak, tüm toplumu kucaklayacak ilçe ve il yönetimlerini oluşturacak 2014 yerel seçimlerine bu günden hazırlanan örgütleri oluşturarak, umutsuzluğumuz yerine umudu, karanlığın yerine aydınlığı hakim kılmak için ilk adımı atarak işe başlayalım. 9 yıllık AKP iktidar dönemi, ülkenin haline bir bakalım;

► Ülke borç batağına iyice batmış.

► Yolsuzluk iddiaları siyasal yapıyı örümcek ağı gibi sarmış.

► Sosyal devlete kafa kaldırılmış.

► İğneden – İpliğe zam yapılıyor.

► Üreticinin malı elinde kalıyor. Dış ticaret açığı gün geçtikçe artıyor.

► ABD, Kürecikte füze kalkanı adı altında üs kuruyor.

► Protesto eden öğrenciler, dövülerek hapse atılıyor.

► Aydınlar – Gazeteciler yıllarca haksız yere tutuklanıyor.

► Medya sindiriliyor.

“Tüm bu olanlara karşı suskun, tepkisiz, korkutulmuş, ürkütülmüş bir toplum yaratıldı. Ülke seçimli otoriter bir demokrasi ile yönetiliyor. Ülkenin stratejik yerlerini yabancı ve özellikle Arap sermayesine, devletin temel ilkeleri fütursuzca çiğnenerek devlet tamamen cemaatlere teslim edilmiş, Fethullah Gülen yapılanması devletin tüm kurumlarında uygulamaya konulmuştur. AKP’nin demokrasi anlayışı seçmenin oyunu para ve gıda yardımları ile alarak sadaka demokrasisi diye yeni bir demokrasi türü yaratılmıştır. Onca olan bitenlere karşın başta bilim yuvaları olan üniversiteler suskun, barolar suskun, yargı suskun, medya ve basın suskun, sendikalar, sivil toplum, örgütler suskun. Ama biz CHP’liler tüm bu haksızlıklara ve zulme karşı çıkmaya devam ederek bu onurlu karşı duruşumuzu sergilemeye sonuna kadar devam etmeliyiz”

“Mevcut AKP (iktidar) sesini çıkaranı tutuklayıp doğru Silivri’ye, Ülke adeta açık cezaevine çevrildi. Bu tür faşist uygulamalar bizlere bir dönem Latin Amerika’daki, Şili’deki Pinoşet, Arjantin’deki Videla ve 12. Türkiye’sinin Kenan Evrenin faşist uygulamalarını hatırlatıyor. Bu topraklara yüzyıllarca haksızlığa, zulme, işkencelere karşı onurlu mücadele verenlerin tarihi vardır. Onlar ki halkı için bağımsızlık ve özgürlükleri için canını verenlerdir. Şah Bedrettinler, Pir Sultanlar, Köroğlular, Deniz Gezmişler, Mahir Çayanlar ve emperyalizme karşı savaşan ülkeyi bağımsızlığına kavuşturan, ümmet toplumdan vatandaşlığa, şeriat düzeninden laik düzen bizlere sağlayan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda mücadelemiz devam edecektir. Bundan kimsenin zerre kadar kuşkusu olmasın. Türkiye’nin yüzü batıya dönük refahı hakça paylaştıran, insanı insana kul etmeyen; insanı onuruyla yaşatacak olan yeni bir siyasi iktidara şiddetle ihtiyaç vardır. Bunun için CHP’nin ayağa kalkması, silkinmesi, Zümrüdü Anka Kuşu gibi kendi küllerinden kendini yeniden yaratması gerekir. Türkiye’ye böyle bir iktidar: CHP’ye de böyle bir toplum yaraşır. Bunu başarmanın yolu çalışmak, çalışmak ve en azından her birimiz Genel Başkanımız SN. Kılıçdaroğlu kadar olmasak, O’nun yarısı kadar çalışmaktan geçiyor olduğunun bilincindeyiz”