Sağlık Bakanlığı’nın ulke genelinde duzenlediği “Anne sutunun önemi ve desteklenmesi" konulu seminerler Bahçelievler’de de Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Dr. Sare Davutoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Emzirme Haftası nedeniyle Bahçelievler Nurettin Topçu Kultur Merkezi’nde duzenlenen seminerde konuşmacı olan Dr. Sare Davutoğlu, verdiği bilgilerle anneleri uyardı. İlçe Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit ve AK Parti Konya Milletvekili Adayı Dr. Leyla Şahin’in açılış konuşmalarıyla başlayan programda; anne sutunun önemini vurgulayan Davutoğlu, “Bir Bahçelievlerli olarak ilçe kaymakamımıza, belediye başkanımıza ve projeye destek veren, bugun bu organizasyonun yapılmasında emeği geçen herkese teşekkur ederim" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, Bahçelievler Kaymakamlığı, Bahçelievler Belediyesi ve ilçe sağlık mudurluğunce "Emzirme Haftası" kapsamında duzenlenen "Anne Sutunun Önemi ve Desteklenmesi" etkinliğinde yaptığı konuşmada, 1991'de başlayan anne sutunun teşviki ve bebek dostu sağlık kuruluşları programının başarılı bir şekilde yurutulduğunu söyledi. Hayatın ilk iki yılında anne sutuyle beslenmenin sonraki dönemde kişinin tum hayatı boyunca sağlığını olumlu yönde etkilediğini ifade eden Davutoğlu, böylesine önemli bir konunun hem bir devlet politikası hem de bir bilinçlendirilme kampanyası şeklinde surdurulmesinin elzem olduğunu kaydetti.
Sare Davutoğlu, anne sutunun özelliklerini ve önemini vurgulayarak, "Yuzde 87'sini suyun oluşturduğu anne sutu, ilk 6 ay bebek için su dahil tum gerekli besinleri içerir. İlk 6 aydan sonra 2 yaşına kadar takviye besinlerle anne sutunun alımının devam etmesi gerekiyor. Bu sureçte de alınan anne sutu, bebeği bir kalkan gibi ömur boyu karşılaşma ihtimali olan birçok hastalıktan da korumuş oluyor. Normal koşullar altında çocuğun anne sutuyle aç kalmasına imkan yok. Üstelik anne sutu, her bebek için ayrı bir bileşime sahip. Her annenin sutu, bebeğine özel" diye konuştu.
Koruyucu maddeler yönunden çok zengin olan anne sutunun bebeğin mide ve bağırsak sisteminin iç yuzeyini kaplayarak ömur boyu koruma sağladığını belirten Davutoğlu, ilk dönemde salgılanan ağız sutunun aslında bebeğin ilk aşısı olduğunu dile getirdi.
BEBEK DOSTU HASTANELER
Davutoğlu, bebeğin ilk aşısı ve yaşayan bir besin olarak anne sutunun teşviki konusunda yapılan çalışmaları çok değerli bulduğunu belirterek, sağlıklı nesiller için anne sutunu teşvik etmenin, uzun vadede yaşam kalitesini artırmakla kalmadığını, hem psikolojik hem de fiziksel sağlığın kodlarını içerdiğini aktardı. Turkiye'de bebek dostu hastaneler olarak başlayan ve 2000'li yıllarda bebek dostu sağlık kuruluşları olarak devam eden programı çok önemsediğini vurgulayan Davutoğlu, hastanelere bu unvanın nasıl verildiğini anlattı.
Davutoğlu, 100 uzerinden değerlendirme yapan anne sutu komitesinin 80'in uzerinde puan alan hastaneleri "bebek dostu hastane" olarak ilan ettiğini belirterek, şöyle devam etti: "Bugune dek Turkiye'de bin 110 hastane, 'bebek dostu hastane' unvanını aldı. Gururla ifade etmek isterim ki ulkemizde doğumların yuzde 95'inden biraz daha fazlası, bebek dostu hastanelerde gerçekleşiyor. Bu, son derece önemli. Öğrencilik yıllarımızda hastanelerin tamamında bebek odaları vardı. Doğan bebekler, annelerin yanında çok tutulmazlar, hatta ilk emzirme, eski ebelerimizin tabiriyle 3 ezan vakti geciktirilirdi. Maalesef çoğunlukla bebekler, annelerden ayrı kalırdı. Bebek dostu hastane uygulaması, emzirmenin artırılması ve bebeklerin ömur boyu sağlıklı yaşaması açısından son derece önemli bir adım oldu."
Sare Davutoğlu, 2014 itibarıyla da aile hekimlerinin yuzde 54'unun "bebek dostu aile hekimi" olduğunu ifade ederek, 81 ilin "bebek dostu", 58 kentin de "altın bebek dostu il" unvanına sahip olduğunu kaydetti. Bunlarla birlikte doğum öncesi ve sonrasında izinlerin artırıldığını, doğum borçlanmasıyla erken emeklilik sağlandığını hatırlatan Davutoğlu, doğumla ilgili kadınlara sağlanan hakları anımsattı.
ANNE SÜTÜYLE BESLENME ORANI İSTENİLEN SEVİYEDE DEĞİL
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, maalesef toplumda anne sutuyle beslenme ve emzirme oranlarının istenilen seviyede olmadığına vurgu yaparak, sözlerini şöyle surdurdu: "5 yılda bir yapılan Turkiye Nufus Sağlık Araştırması verilerine göre, 2013'te Turkiye'deki çocukların yuzde 96'sı bir sure emzirilmiş. Yani her doğan 100 çocuktan 96'sı bir miktar emzirilmiş. Bu, 2008'de yuzde 97. 3 yaş altındaki çocukların yuzde 58'i sadece anne sutuyle beslenmiş. Bu değer, 2008'de yuzde 69. Yani bir duşuşle karşı karşıyayız. Turkiye'de 96 çocuğumuz anne sutu alıyor ancak sadece anne sutuyle beslenme oranımız gerçekten çok duşuk. Turkiye'de emzirme suresi ortalama 17 ay. Emzirilen ve 6 aylıktan daha kuçuk olan çocukların yuzde 28'ine hazır mama verilmiş. 2008 verilerinde ilk 6 ay yuzde 40,8 sadece anne sutu alırken, yuzde 17,8'i bununla birlikte su da almış, 2013'te ilk 6 ayda yuzde 30,1'i sadece anne sutu, yuzde 22,6'sı anne sutu ve su almış. Oysa dunyanın en sıcak bölgelerinde bile emziren bir annenin 6 ay içinde bebeğine su vermeye ihtiyaç yok."
Davutoğlu, bu verilere göre ilk bir saatte emzirme oranının da duşuk olduğunu vurgulayarak, 2013'te doğan her iki bebekten birinin ilk bir saat içinde annesinin sutuyle tanıştığını söyledi.
Bu oranın çok duşuk olduğunu ifade eden Davutoğlu, bebeklerin yuzde 26'sının anne sutunden önce başka bir gıdayla tanıştığını belirtti. Genel emzirme oranlarında artış olmakla birlikte sadece anne sutu alma oranlarında duşuş olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu duşuşte sezaryen doğumların etkili olduğu yönunde açıklamalar bulunduğunu bildirdi. Davutoğlu, 2008'de yuzde 37 olan sezaryen doğum oranının 2013'te yuzde 48'e çıktığını, son rakamlara göre de bunun yuzde 52 olduğunu kaydetti.
Emzirme oranlarının artırılması için gebeliğin başından itibaren annelere eğitim verilmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, normal doğumu teşvikle sezaryen oranlarının azaltılması durumunda anne sutuyle beslenen bebeklerin oranlarının da artacağını kaydetti. Davutoğlu, sezaryenle doğum yapan annelerde sutun gelmesinin geciktiğini dile getirerek, "Anne sutunden vazgeçmek gibi bir seçeneğimiz olmamalı. Ailelerimizi, annelerimizi bu mucizeye davet etmek için yapılan her çalışma, çocuklarımıza sağlık, sıhhat ve afiyet olarak dönecektir" dedi.
365 Haber Merkezi