Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Masum Türker, İstanbul Kültür Üniversitesi Ekonomi Kulübü tarafından düzenlenen 'Türkiye'nin Artan Borç Yükü ve Torba Yasa' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Ülkenin planlı bir şekilde, borç yükü altına itildiğini belirten Türker, Türkiye'nin seçim sürecine girdiğine dikkat çekti ve 'Seçim sürecine girerken ekonomi ne durumda? Eskiden Türkiye'nin artan borçlarını tek başlık altında konuşmak yeterli gibiydi. Ancak bugün yeterli değil. Türkiye'nin sadece artan borçları değil, yurt içinde vatandaşların da artan borçlarından söz etmek gerekir. Türkiye Devleti'nin şu anki borcundan dolayı her vatandaşımız yaklaşık 4 bin dolar borçlu doğuyor. Şu anda 40 milyon vatandaşımız borçlu” diye konuştu. VADANDAŞI EKONOMİK AÇIDAN SİNDİRME POLİTİKASI Türker, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez vatandaşların bu kadar borçlu olduğu bir dönem yaşanıyor” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bu, 2003 yılından sonra vatandaşı ekonomik açıdan sindirme politikasının gereği olarak geliştirilmiştir. Türkiye'yi yönetenlere bir proje olarak verilmiştir ve bu proje 12 Haziran'da yapılacak seçimlerde de karşımıza bir argüman olarak gelecek. İktidar, 'Bütün oylarınızı bana vermezsiniz, tek başına beni iktidar yapmazsanız, beni koalisyona götürürseniz şu an borcunuz olan paranın faizleri artacak, borcunuz ikiye, üçe katlanacak, dikkat edin ha' diye baskı yapacak. Bu baskıyı 2007'de de yaptılar.” ELİNDE BİRA ŞİŞESİYLE GEZENE CEZA VERİLECEK “Torba Yasa” ile ilgili görüşlerini de açıklayan Türker, “Yasa, vergi muafiyetleri getiriyor, bunlar güzel şeyler. Ancak 'Torba Yasa'nın yüzde 85'i, Türkiye'deki yaşama tarzını değiştiriyor. Öyle maddeler var ki... Örneğin, yakın zamanda göreceksiniz ki elinde bira şişesiyle gezene ceza verilecek” dedi. CEPHELEŞMEK İYİ DEĞİL Türker, katılımcıların yönelttiği soruları da yanıtladı. Siyasette cepheleşmeyle ilgili bir soru üzerine Türker, ‘cepheleşme' fikrinin sloganlaştığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Cepheleşmek iyi değil, karşındakini de cepheleştirir. Ülkeyi kutuplaşmaya götürmek isteyen iktidar diyor ki 'Ben bu ülkede iki parti istiyorum'. Biz Parlamento'da iki partili yapıya karşıyız. Türkiye'de Parlamento'da dördüncü, beşinci siyasi parti grubuna mutlaka ihtiyaç var. Neden var? Ergenekon'da olanlardan memnun musunuz? Balyoz adına yapılanların uydurma olduğunu biliyoruz hepimiz. Bugün AKP'ye, anlattığım bir köpek fıkrası nedeniyle, 8 bin TL ödemeye mahkum edildim. Bu baskı rejimi, ikili sistem ister. Bana soruyorlar, ben koalisyon kurarım. Kimle? İktidar partisi dışındaki partilerle kurarım. Cepheleşme kavgası yapmadan, Türkiye'nin ideolojik gelişmeye ihtiyacı var.' AB ile ilgili bir soru üzerine de Türker, “AB'nin seni alabilmesi için, seni parçalaması lazım, yani federal yapı. Federal yapının adı da başkanlık sistemidir” dedi. Türker, 12 Haziran'da kullanılacak her oyun çok önemli olduğunu, Türkiye'nin parçalanmasını isteyenlere geçit verilmemesi gerektiğini kaydetti ve küresel düzenin, Türkiye'de ‘şehir devletler' oluşmasını istediğini anlattı. AB'ye de Türkiye'nin onurunu koruyarak girmesi gerektiğini vurgulayan Türker, sürekli tavizler verilmesinin doğru olmadığını anlattı. DSP lideri, Hükümet'in AB'ye verdiği en önemli tavizlerden birinin ‘Türkiye'deki tarım sektörünü azaltacağız, köyde yaşayanları azaltacağız' sözü olduğunu kaydetti.
