Diyaliz ve böbrek naklinde son gelişmeler

Bahçelievler Medicana Hastanesi Organ Nakli ve Transplantasyon Merkezinden Uzman Doktor Nesriye Demirel, diyaliz ve böbrek nakli ihtiyacı doğuran hastalıklarla ilgili önemli bilgiler verdi.

Diyaliz ve böbrek naklinde son gelişmeler

Bahçelievler Medicana Hastanesi Organ Nakli ve Transplantasyon Merkezinden Uzman Doktor Nesriye Demirel, diyaliz ve böbrek nakli ihtiyacı doğuran hastalıklarla ilgili önemli bilgiler verdi.

Diyaliz ve böbrek naklinde son gelişmeler
05 Eylül 2012 - 11:12
Reklam

Sağlıklı insanlarda böbrekler, kanı zararlı atıklardan temizler, su, tuz dengesini düzenler. Böbrek yetersizliği başlayınca kanı temizleme görevi aksayacağı için, bu zararlı maddeler ve su vücudumuzda birikir. Vücudun kimyasal dengesi bozulur. Vücudumuzdaki suyun fazlalığı bacaklarımızın ve göz kapaklarımızın şişmesine, aşırı miktarda kilo almamıza ve tansiyon yükselmesine neden olur. Bu durum daha da ileri giderse akciğerlerimizde su birikir ve nefes darlığı ortaya çıkar. Değişik yapıdaki tuzların vücutta aşırı birikmesi ileri halsizliğe, felçlere hatta kalbin durmasına sebep olabilir.

Böbrek yetersizliği karşımıza 2 şekilde çıkabilir:

Aniden başlayabilir, saatler veya günler içinde çok hızlı ortaya çıkar. Böbrekte oluşan hasar genellikle eski haline döner.

Yıllar içinde, sessizce gelişebilir. Kronik böbrek yetersizliği değişik nedenlere bağlı ortaya çıkan tamamen geçmeyen böbrek hastalığıdır. Örneğin; 'kronik glomerulonefrit' veya 'kronik piyelonefrit' gibi iltihabi hastalıklar, şeker hastalığı ya da yüksek tansiyonun böbrekte yol açtığı zararlar kronik böbrek yetersizliğine yol açar.

Her iki durumda böbrekler zararlı maddeleri dışarı atamadıkları için artık maddeler kanda birikerek birçok organımız normal görevini yapamaz hale gelir. Böbrek yetersizliği olan hastalarda bulantı, kusma, uykuya meyil, ileri halsizlik, nefes darlığı ve gece birden fazla idrara kalkma gibi şikayetlerin ortaya çıkmasında bu maddelerin rolü vardır.

Böbrek yetersizliği çok ilerlerse son dönem böbrek yetersizliği ortaya çıkar. Böbrekler kanı temizleme görevini hiçbir şekilde yapamaz. Kanda üre, kreatinin ve ürik asit gibi zararlı atıkların düzeyi yükselir. Son dönem böbrek yetersizliği ortaya çıktığında sadece ilaç kullanarak hastayı tedavi etmek mümkün olmaz. Burada böbreğin görevini üstlenecek tedavi yöntemleri gereklidir.

Bu yöntemler başlıca diyaliz ve böbrek naklidir.

DİYALİZ: Hastanın genel durumunu düzelterek su, elektrolit dengesini ve vücutta biriken toksinlerin atımını sağlamak hastanın yaşama devam etmesini ve transplantasyona hazırlanmasını sağlamak için gereklidir.

Diyaliz 2 şekilde uygulanabilir: Hemodiyaliz ve periton diyalizi.

Hemodiyaliz, kanın vücut dışında bir makine aracılığı ile temizlenip vücuda geri verilme işlemidir.

Periton diyalizi, karın boşluğuna verilen özel solüsyonların yardımıyla hastanın kendi karın içi zarının kullanılması ile atık maddelerin temizlenmesi ve sıvı dengesinin sağlanmasıdır.

Her iki diyaliz seçeneğinde böbreğin süzme fonksiyonları yerine getirilirken hormonal fonksiyonları eksik kalır. Hemodiyaliz tedavisinde hastalar belirli günlerde hemodiyaliz makinesine girmek durumundadır. Periton diyalizinde ise hastanın kendisi veya bir yakının desteği ile işlem uygulanmaktadır. Bu tedavi metotları hastanın kısmen de olsa hareketlerini kısıtlamakta ve psikolojik sorunlara neden olmaktadır.

BÖBREK NAKLİ: Son dönem böbrek yetersizliğinin bugün için ideal tedavisi, böbrek naklidir. Böbrek nakli, hasta kimseye canlı veya ölü birinin sağlıklı böbreğinin cerrahi müdahale ile nakledilmesidir. Başarılı böbrek naklinden sonra diyaliz tedavisine gereksinim kalmaz ve hasta bağımsız bir hale gelir.

Son dönem böbrek yetersizliğindeki hastaların diyalize hiç başlamadan böbrek nakli olması en sağlıklı sonuçları verir. Bu sayede böbrek hastaları diyaliz tedavisi altında vücutları hiç yıpranmadan ve ileri sağlık problemleri gelişmeden böbrek nakli olabilirler. Özellikle de canlı vericisi olan hastaların mümkün olan en kısa sürede nakil olması en uygun yaklaşımdır.

Bir kronik böbrek hastasının yaşayacağı en korkulu ve sıkıntılı zaman bu tedavi şekillerinden herhangi birine başlayacağı ilk günlerdir. Çünkü insan bilmediği şeylerden korkar. Bu nedenle hastaların tümü diyaliz ile yaşamayı bir esirin yaşamı ya da eziyet gibi algılar. Tüm bunların gerçek dışı olduğu sayılan tedavi şekillerinden birine başladıktan bir-iki hafta sonra fark edilir. O zaman önceden boşuna korku çekildiğinden dolayı üzüntü duyulur.

Tedavi yöntemlerinden birine başlamak, diğerine geçmeye engel oluşturmaz. Bir hasta kronik böbrek yetersizliği ile diyalize başlayabilir. Daha sonra imkan bulursa böbrek nakli yaptırır. Herhangi bir nedenle böbreği redde uğrarsa tekrar hemodiyalize veya periton diyalizine dönebilir. Başka böbrek vericileri bulunursa 2. veya 3. kez böbrek nakli olabilir.

Bütün tedavi tiplerinde amaç son dönem böbrek yetersizliği olan hastayı topluma üretici olarak kazandırmaktır.