Çarpık kentleşmeyi yenmek için mücadele başlatılan İstanbul’da, vatandaşın Kentsel Dönüşüm noktasında kafası karışmış durumda. Birçok vatandaş tam olarak ne yapması gerektiğini bilmiyor, müteahhitlere ve inşaat şirketlerine güvenemiyor. Gazete365 olarak sizler için ‘Kentsel Dönüşüm nedir?’, ‘Kentsel Dönüşüm süreci nasıl işler?’ ve ‘Neler yapılması gerekiyor?’ sorularına cevap aradık.
30 yıllık iş hayatında hedefleri ve idealleri doğrultusunda ilerleyen, sektörün öncü şirketlerinden ERC YAPI Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Ercan ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. ‘Kentsel Dönüşüm’de önemli projeler imza atan, Denizbank garantörlüğünde müşterilerine büyük güven veren ERC YAPI Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Ercan, tüm sorulara samimiyetle cevap verdi ve başarısının sırrını bizlerle paylaşarak, vatandaşa yol gösterdi.
-Sayın Özkan Ercan, ERC YAPI A.Ş’nin kuruluş amacı ve faaliyetleri hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Kuruluş amacımız; özellikle kentsel dönüşüm kapsamında faaliyet göstermek, riskli yapıları depreme dayanıklı, günümüz teknolojisi ile binaları yenilemekle ilgili faaliyetler içeriyor. Burada önemli olan ERC YAPI’nın mevcut inşaat şirketlerinden farkı tamamen kentsel dönüşüme odaklanması ve şirket bünyesinde bununla ilgili birimler oluşturması, uzman kadroyla vatandaşa hizmet vermesidir. ERC YAPI olarak bizim şirket olarak hedefimiz kapıdan giren bir vatandaşa Kentsel Dönüşümle ilgili merak edilen tüm soruların cevabını vermek ve yıkımdan yapıma kadar olan süreci yönetmek. Bu süreçte danışmanlık hizmeti, anlaşmazlıkların çözümlenmesi için hukuki hizmetler, kredilendirme süreci ile ilgili destek verilmektedir. ERC YAPI A.Ş Türkiye’de bir ilk olan banka garantörlüğünde Kentsel Dönüşümü gerçekleştiriyor. Yapmış olduğumuz bütün projeler banka garantörlüğü kapsamında yapılıyor.
-Neden Bahçelievler’i merkez seçtiniz?
Biz ilk defa Türkiye’de Kentsel Dönüşümde en iddialı bankayla Denizbank ile birlikte Bahçelievler’de konsept ofis oluşturduk. Bu ofiste kentsel dönüşümle ilgili bütün süreçleri yetkili arkadaşlarımız yönetiyor. Bu konsept için Bahçelievler’i seçmemizin en önemli nedeni de, 1999 depreminden sonra yapılan araştırmalarda olası depremde en fazla hasar ve can kaybının yaşanacağı üçüncü ilçenin Bahçelievler olmasındır. Adalar, Avcılar ve Bahçelievler 1. dereceli tehlikeli bölgedir. Biz de bu sebepten şirket merkezimizi Bahçelievler’de kurduk.
-Türkiye için kentsel dönüşüm şu an hangi evresini yaşıyor?
Kentsel dönüşüm 2012 tarihinde dönemin Başbakanı, bugünkü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatıldı. Kentsel dönüşümde olmazsa olmaz özel sektör. Özel sektörün kentsel dönüşüme katkıları ve konuyla ilgili bugüne kadar değerlendirmiş olduğu süreç kentsel dönüşüme büyük ivme kazandırmıştır. Türkiye’de Kentsel dönüşümde daha yolun başındayız. Çünkü henüz bu algı gerek vatandaşlar tarafından, gerekse de idareciler tarafından tam anlamıyla kavranılmamış bir kavram. Zaten Türkiye’de Kentsel Dönüşüm yasası yok. Afet Riskli binaların ve alanların dönüştürülmesi ile ilgili 6306 sayılı yasa var. Bu yasa kentsel dönüşümün gelişimini tetiklemiştir, ancak beklentilerini karşılayamamıştır. Bu sebepten de daha çok çözüm üreten bir yasanın olması şart bu alanda. Ve bence kentsel dönüşümde Türkiye için bir master plan hazırlanmalı.
-Kentsel Dönüşümün en önemli ayağı; vatandaş, belediye ve müteahhit üçlüsünün ortak yaşadığı süreç. Bu sürece finansman desteğini eklersek, bu konu hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Kentsel Dönüşüm dediğimizde vatandaş yanlış algıyla hareket ediyor. Daireye daire istiyor, metrekaresinin küçülmemesini istiyor v.s. Vatandaşın bu konudaki talepleri ve istekleri kentsel dönüşümün önünü tıkayan en önemli sebeplerden biri. Vatandaşın imar artışı beklentisi sürecin ağır devam etmesine sebep olur. Ancak imar artışının olması şu an İstanbul için mümkünsüz olay. Çünkü bu şehrin yoğunluğu, nüfuzun artmasından sonra daha da büyüyen trafik sorunu imar artışını mümkünsüz kılan sebeplerden. Çünkü imar artışı demek nüfus artışı demektir. Vatandaş bilmeli ki konutunu yenilettiğinde bir fiyat arştı elde edecektir. Kentsel Dönüşümde en büyük desteği vermesi gereken taraflardan biri kat malikleri. Kat malikleri kararlı ve gerektiğinden fazla şeyler istememeli. Kendi hak ettiklerinden dışında ekstra taleplerde bulunmamalı. Kentsel Dönüşümde kat malikleri ya da bir yönetici müteahhit gibi ve ya bu işin uzmanı gibi hareket ediyor. Bu süreci iyi devam ettirebilmeleri için bina karar alındıktan sonra bu süreci işin uzmanlarına devretmeleri gerekmektedir. Kat malikleri ile kendileri anlaşmaya çalışıyor. Bu da önemli sorunlardan sayılabilir.
-Peki, Kentsel Dönüşümde belediyeler ve müteahhitler noktasında neler söyleyebilirsiniz?
Belediyelerle ilgili şunu söyleyebilirim. Mevcut ilçe belediyeleri kentsel dönüşümde popülist uygulamalarla vatandaşa zaman kaybettirdi. Birçok ilçe belediyesi imar artışı olacağını, vatandaşın para vermeden konutunu yenileyebileceğini vaat etti. Bununla beraber de herkes beklenti içerisine girdi. Ancak bunu söyleyen belediyeler de imar artışı veremeyeceklerini kendileri çok iyi biliyordu. Bu süreçte belediyelerin kendi uhdelerinde uzlaşma komisyonu oluşturmaları lazım. Belediyelerin kentsel dönüşüm müdürlüklerinde kat maliklerinin uzlaşması için bir hukuki birim oluşturması gerekiyor. Vatandaşlara verdikleri bilgiler doğrultusunda yardımcı olmalılar. Müteahhitler açısından değerlendirecek olursak da konu daha farklı bir boyut kazanıyor. Biz Türkiye’de ilk defa İstanbul Aydın Üniversitesi ile Müteahhitlik Okulu kurduk. Oradaki hedefimiz Kentsel dönüşüm başladıktan sonra bu sektördeki müteahhitlerin özel eğitim almasıydı. Biz bunu yaptık ve diploma verdik. Ancak bu yeterli mi, tabii ki değil. İstanbul’da binlerce müteahhidin olduğunu ve kentsel dönüşümün de yeni bir kavram olduğunu düşünürsek birçok müteahhit bilgi sahibi olmadan iş yapmak istiyor. Bilgi ve tecrübesi olmayan müteahhitler, kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşı hem zaman kaybına uğratır, hem de sıkıntıya sokabilir.
-Durumu kamu açısından değerlendirecek olursak hangi manzarayla karşılaşırız?
Hükümetin kentsel dönüşüme verdiği destek vatandaş için çok önemli. Özellikle kira yardımı, vergi muafiyeti, bu kapsamda kullanılacak krediye devletin %4 faiz desteği çok önemli bir konu.
-Vatandaşların ‘Kentsel Dönüşüm’den yararlanmak için ne yapması gerekiyor?
Vatandaşların kentsel dönüşümden yararlanması için yapması gereken ilk şey bakanlığın lisanlı kuruluşları olan yapı denetim firmalarına başvurarak binasına risk raporu alması. Burada yasa çok açık ve net. Bir kat malikinin başvuru yapıp binasına riskli yapı tespit raporu almasıyla binasını yıktırabilir ve dönüşümünü sağlayabilir.
-ERC YAPI’nın farkını ortaya koyan en önemli özelliklerden biri projelerini banka garantörlüğünde gerçekleştirmesi. Banka garantörlüğü konusunu biraz daha açabilirimsiniz?
ERC Yapı Türkiye’de ilk defa İş Bankası ve Denizbank ile beraber kredi sürecini başlattı. Kat karşılığı yapılamayan konutların ve çaresizce bekleyen vatandaşların konutlarını yenileyebilmek bizim hedefimizdi. Bankalarla yapmış olduğumuz çalışmalarla örnek bir kredi modeli oluşturduk. Bu modelin adı Kentsel Dönüşüm kredisi. Bu kredi risk raporu olan her bina için kullanılabilir.
-Peki, ‘Kentsel Dönüşüm’de ERC Yapı’nın farkı nedir? Vatandaşlar neden ERC Yapı’yı tercih etmeli?
ERC YAPI Kentsel Dönüşümle ilgili uzmanlaşmış kadrosuyla, bugüne kadar yapmış olduğu projelerle ve kentsel dönüşüm noktasında en tecrübeli firma olması sebebiyle vatandaş tarafından tercih edilmelidir. En önemli özelliği projelerini banka garantörlüğünde yapmasıdır. Denizbank’ın garantör firmasıdır.
-Son olarak eklemek istediğiniz ve vatandaşlara söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Vatandaşa son olarak söylemek istediğim şey, depremin ne zaman geleceği belli değil. Bunu yaşamadan binalarını yenilesinler. Bu süreci tek bir kat maliki bile başlatabilir. Süreç başladıktan sonra işi güvenilir, banka garantörlüğünde çalılan firmalara devretmelerini öneriyorum. Ve binalarının yenilettiklerinde elde ettikleri değer artışı, ısı yalıtım ve konfor açısından daha nitelikli konutlara kavuşacaklarını söylemek istiyorum. Her şeyi devletten beklemeden herkes kendi binasıyla ilgili elini taşın altına koymalı ve binasının riskli yapı olup olmadığını tespit ettirmeli.
YORUMLAR