Gerekçelerini, Gazete365'e anlattılar

12 Eylül'de yargılanan, eski solculardan, devrimci Selim Temizkan referandumda ‘EVET' diyor. SELİM TEMİZKAN: “Öcünü 40 yıl sonra da alsan, mutlu olursun” Memleketi Rize'de Cumhuriyet Halk Partisi Yönetim Kurulu Üyeliği ve Beled

Gerekçelerini, Gazete365'e anlattılar

12 Eylül'de yargılanan, eski solculardan, devrimci Selim Temizkan referandumda ‘EVET' diyor. SELİM TEMİZKAN: “Öcünü 40 yıl sonra da alsan, mutlu olursun” Memleketi Rize'de Cumhuriyet Halk Partisi Yönetim Kurulu Üyeliği ve Beled

Gerekçelerini, Gazete365'e anlattılar
12 Eylül 2010 - 00:47
Reklam

12 Eylül'de yargılanan, eski solculardan, devrimci Selim Temizkan referandumda ‘EVET' diyor. SELİM TEMİZKAN: “Öcünü 40 yıl sonra da alsan, mutlu olursun” Memleketi Rize'de Cumhuriyet Halk Partisi Yönetim Kurulu Üyeliği ve Belediye Daimi Encümen Üyeliği görevlerinde bulunan Selim Temizkan 1980 ihtilaliyle siyasete ara verdi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin tekrar kurulmasıyla siyasete geri dönen Selim Temizkan 1992'de CHP Bahçelievler İlçe Yönetim Kurulu Üyeliği'nde yer aldı. 1995'te DSP Bahçelievler İlçe Yönetim Kurulu Üyeliğinde de bulunan Selim Temizkan 2002'de DSP Bahçelievler İlçe Başkanlığı yaptı. Siyasetin her dalında görev yapan eski solculardan, devrimci, 1980 ihtilalinde tutuksuz yargılanan Selim Temizkan 12 Eylül 2010'da yapılacak referandumda neden evet oyu kullanacağını Gazete365'e açıkladı. Neden Evet diyor ‘1980 İhtilalinde yaşananları bugünkü gibi hatırlıyorum' diyen Selim Temizkan, “O gün siyasetin içinde bulunduğum için her an tutuklanma ile karşı karşıya kaldım. Geceleri uykusuz geçirdim. Bazı arkadaşlarımız tutuklandı. İşkenceden sakatlanan, akli dengesi bozulan şuan hala yaşayıp da o günlerin etkisinden kurtulmayan arkadaşlarım var.” 12 Eylülü yaşayan biri olarak anayasa değişikliğine sıcak bakıyorum diyen Selim Temizkan, “1982 Anayasa referandumuna hayır oyu kullandım. Bugünkü referanduma evet oyu vereceğim. En kötü anayasa değişikliği 1982 anayasasından iyidir. Üstelik bu yasadaki bazı maddeler ilkelerime uygun. Bu yüzden evet diyeceğim.” Daha demokratik bir Anayasa için Ben geçici 15. maddeye takılmıyorum. Bütün demokrat arkadaşlarımın karşı çıktığı 2. maddeye çok sıcak bakıyorum diyen Selim Temizkan, “Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndaki değişikliğe olumlu bakıyorum. Çünkü 7 kişinin karar vereceği yerde 21 kişi karar verecek. Anayasa Mahkemesine 40 yaşında seçilen kişi 25 sene kalıyor. Bu bana ters geliyor. Bana göre yeni anayasa paketi içerisindeki, anayasa mahkemesi üyelerine tanınan 12 yıllık görev süresi bile çok. Bence 8 yıldan fazla olmamalıdır. Çünkü ülkemizde yetişmiş genç beyinler var. Bu gençlerin de önü açılmalıdır. Anayasa Mahkemesi'nde 11 kişi karar vereceği yerde, 21 kişinin karar vermesi daha demokratik olur diye düşünüyorum.” ‘Saygıdeğer devrimci arkadaşlara şunları soruyorum' diyen Selim Temizkan, “Sizler cezaevlerinde yatmadınız mı? Sizler korku içerisinde evlerinizde uyumadınız mı? Askeri cuntanın çıkardığı 1402 yasasıyla mağdur kalmadınız mı? Ben Anadolu çocuğuyum, Anadolu'da bir atasözü vardır. ‘ Öcünü 40 yıl sonra da alsan mutlu olursun' o yüzden bu referandumda evet oyu vereceğim.” dedi. ................................ 12 Eylül'de yargılanan, Ülkücü Erdem Karakoç referandumda ‘HAYIR' diyor. ERDEM KARAKOÇ: Türk milleti baskıcı düzene layık değil 1959 Kahramanmaraş doğumlu, Konya Akşehir Öğretmen Okulundan sonra, Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimini bitiren Erdem Karakoç, Taş Medreseler çıkışı sonrası 1988-1997 yılları arasında Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanlığı yaptı. 1975'ten -1987 ortalarına dek TAŞMEDRESE saydığı ceza evlerinde kalan Erdem Karakoç, 12 Eylül 2010'da yapılacak Anayasa değişikliği oylamasında “HAYIRDA HAYIR VAR””dedi. Halk oylamasında neden “HAYIR” diyeceğini Gazete365'e açıkladı. Anayasa oylaması, darbeyle ilgili bir oylama değil Gazete365'i ziyaret eden Erdem Karakoç, bu referandum 12 Eylül Askeri darbesiyle ilgili bir oylama değildir, diyerek “12 Eylül 1980 ihtilali döneminde Türk milletinin yüzde doksanı bu olağanüstü baskı düzeninin içinde inim inim inlerken, bugünkü iktidarın mensupları milletin bir azlığı olarak top koşturuyorlardı. Eğer birileri askeri vesayetten, darbeden, bürokrasinin baskısından bahsedecekse en son şu anki iktidarın mensupları bahsetmelidir. Hiçbir kural dinlemeden, hiçbir ölçü ortaya koymadan her dönem gemilerini yüzdürmüş bir ekiple karşı karşıyayız. 12 Eylül ile ilgili Anayasanın 15. maddesinin düzenlenmesinde muhalefet partilerinin vermiş olduğu değişiklik önergelerini hiçbir şekilde işleme koymayan, sayısal üstünlüğüne güvenen AKP'nin Türkiye için ÖZGÜRLÜKLER ALANINI genişletmekten daha çok ÖZGÜRLÜKLER ALANINI daraltacak bir düzenleme peşinde koştuğu kanısındayım…. 12 Eylülde oylama bittiğinde 15.maddenin kapsamındakiler zaten yargılanamaz duruma geliyorlar…30 yıllık zamanaşımı dolayısıyla defterin açılması olanaksızlaşıyor… Referandumda hayır diyeceğim. Türk milletinin de gerekli cevabı vereceğini düşünüyorum.” Dayatmalara katlanamayız ‘Bugüne kadar yapılan bütün anayasa değişiklikleri TBMM de bulunan bütün partilerin oydaşımıyla yapılmıştır' diyen Erdem Karakoç, “AKP, bu anlamda ‘kimseye ihtiyacım yok, herhangi birilerinin değişiklik önergelerini kabul etmem, ben ne dersem o olur' dayatmasıyla TBMM ni karşı karşıya bırakmıştır. AKP, iki dönemdir TBMM deki sayısal üstünlüğüne dayanarak, ayakları yerden kesilmişçesine meclisi dinlemez, kurumları dinlemez, kuralları dinlemez bir biçimde her şeyle oynar bir düzenlemeyi demokrasi adı altında Türkiye'ye, gözümüzün içine bakarak dayatmaktadır. Bir vatandaş olarak bu dayatmalara katlanamayanlardanım… Bu yüzden “HAYIRDA HAYIR VAR””diyorum… Baskıcı yönetime hayır ‘Askeri idarelerden daha da baskıcı AKP yönetiminden kurtulmanın bir yolu bu referandumda hayır oyu kullanmaktır' diyen Erdem Karakoç “ Askeri cunta yönetimleri kadar baskıcı bir sivil otorite ve düzenle karşı karşıyayız. Demokrasiyi topallaştırmış, millet iradesini hiçe sayılmış, kuralları kendilerinin yararına işletecek konuma getirmiş, TBMM de sağlamış oldukları sayısal üstünlükle kurallarla oynayan iktidarla karşı karşıyayız. Öteki kurallarla nasıl oynuyorlarsa, Anayasayla da öyle oynuyorlar. Baskıya, sivil kaynaklı da olsa, bürokrasi kaynaklı da olsa, bürokrasinin asker kanadı da olsa karşıyız. Türk milleti ne askeri, ne bürokratik, ne de seçimle gelmişlerin ayakları yerden kesilmişçesine, her şeye tepeden bakan baskıcı düzenlerine layık değildir. Kötü yönetenlerin, baskı düzenini Türkiye'ye yerleştirenlerin muhatabı doğrudan doğruya Türk milletidir. Türk milleti de bu referandumda hayır diyerek, bu baskıcı yönetimden Türkiye'yi kurtaracaktır.” dedi.