Milliyetçi Hareket Partisi Güngören İlçe Teşkilatı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, bir panel düzenledi. Panele konuşmacı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili, MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener katıldı.
Güngören Köyiçi Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa MHP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Erdem Karakoç, MHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Bıçak, MHP Güngören İlçe Başkanı Ayhan Kurt, İlçe Kadın Kolları Başkanı Fatma Çelebi, Esenler İlçe Başkanı Ahmet Fidan, Çatalca İlçe Başkanı Niyazi Uygur ve partililer katıldı.
Meral Akşener’e büyük ilgi gösteren kadınlar, kendisiyle hatıra fotoğrafı çektirmek için sıraya girdiler. Kendisine büyük ilgi gösteren kadınlarla uzun süre sohbet eden Meral Akşener, çocukların da gözdesi oldu.
CUMHURİYET’İN ÖZNESİ KADINDIR
Cumhuriyet kurulduğunda Atatürk gibi, haklının ve hakkın yanında olan bir lider, dünyanın birçok ülkesinden önce kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı vermiştir, diyen Meral Akşener, “Cumhuriyet kurulmasının öznesi kadındır. Cumhuriyet kurulduktan sonra asıl gençlere emanet edilmişse de o gençliği yetiştiren anaysa, Cumhuriyet’in varlığının öznesi, onun sembolü de kadındır. Kılık-kıyafetten tutun da, eğitimde yapılan birçok yenilikler kadınların da öncülüğünde olmuştur.”
Tarih boyunca, Cumhuriyet’e de karşı çıkanlar kadını özne görerek, o yönden hedef alarak, saldırıda bulunmuşlardır, diyerek sözlerine devam eden Akşener, “Günümüzde de terör belasıyla, İmralı’daki katille, Kandil’deki manyakla müzakere ederken, yine kadın özne olarak kullanılmaktadır. Gözü yaşlı anneler bahane edilmektedir. Bugün daha dikkatli, daha alarmda olmak zorundayız. Niçin ‘Analar ağlamasın’ sözü üzerinden siyaset yapılıyor. Bugün Türk devletini diz çökertmeye gayret eden gruplar, müzakerenin meşruiyetini kadınla sağlamaya çalışıyorlar. Soruyorum sizlere, siz bunlara razı mısınız? Sihirli ve dişi söylemlerle üzerinizden siyaset yapılarak, İmralı ile müzakere yapılmasına razı mısınız?”
TÜRK MİLLİYETÇİLERİ SON SÖZÜNÜ SÖYLEMEDİ
Akşener “Başbakan’ın bir sözü var ya, biz edepliyiz diye, uysal koyun sanmayın’ diye. Evet, Milliyetçi Hareket Partisi’nin erkekleri de kadınları da, edepli kişilerdir. Türk milliyetçiliği edepli olmayı gerektirir. Türk milliyetçiliği, yaratanın yarattığına saygılı olmayı gerektirir. Türk milliyetçileri, bu ülkenin her bir karışında kan, gözyaşı ve istikbalin feda edildiğini bilir. Ve Türk milliyetçiliği sabırlıdır, çünkü belayı okumuştur, akıllıdır velhasıl ‘Sabır’ der. Ama genel başkanımızın da söylediği gibi, bu sabrın bir sonu mevcuttur ve Türk milliyetçileri henüz son sözünü söylememiştir. İnşallah bu son sözü söylemeye gerek kalmaz.”
Yerel basının temsilcileri vasıtasıyla buradan Ankara’ya bir iade beyanın olmasını istiyorum, diyen Akşener, “Türk kadınları, Milliyetçi Hareket Partisi’nin kadınları Ankara’ya, Sayın Başbakan’a diyor ki; Kardeşim, elini bizim üzerimizden çek. Çekmediğin taktirde, bir sabrederiz, iki sabrederiz, üç sabrederiz, ama olmazsa sonrasını sen düşün.”
BİRLİĞİMİZİ BOZMAYA KİMSENİN HAKKI YOK
Herkesi ayrıştırıyorlar. Size soruyorum. Alışveriş yaparken, marketinizin, kasabınızın, manavınızın kim olduğunu soruyor musunuz? Etnik kökeninin ne olduğunu soruyor musunuz? Gelin veya damadın etnik kökenine bakıyor musunuz? Hayır, sadece ahlakına, doğruluğuna, dürüstlüğüne bakıyorsunuz. Aynı mahallede, aynı apartmanda oturuyor, aynı yerden alışveriş yapıyoruz, hatta aynı yere gömülüyoruz. Milliyetçi Hareket’in sürekli dile getirdiği Bin yıllık kardeşlik, etle tırnak olma durumu bu. Böyle bir birliği kimsenin bozmaya hakkı yok.”
PAZARLIĞA, HAYIR DİYORUZ
Akşener, “İlk defa bu ülkede bir şehit anası, ‘Oğlumun kanını bu vatana helal etmiyorum’ dedi. Çünkü bu ülkenin Başbakanı, şehide, ‘kelle’ dedi. Öcalan’a Sayın diye hitap etti ve sonra Sayın dememek suç oldu. Bu ülkede Türküm demek suç. Milliyetçiyim demek suç oldu ve Milliyetçiliği sözde ayağının altına aldı. Aldı ama, o ayak bir gün kırılsa ne olur bilmiyorum. Bin yıllık kardeşliği bozarak, bugün kürsüye çıkarak ‘biz kardeş, et-tırnak değiliz’ denilmesine müsaade etti. Sayın Başbakan Başkanlık sistemi istiyor. Tek adam olmak, padişah, diktatör olmak istiyor ve bunu sağlayabilmek için de bölücülerle işbirliği yapıyor. Yani diyor ki, ‘Verin başkanlığı, alın Türkiye’nin bir parçasını.’ Bu pazarlığa biz ‘hayır’ diyoruz” dedi.