Halim Küçükali'den çarpıcı açıklamalar

Gazete365 Ekim sayısında çok konuşulacak, İstanbul’un birinci sorununu manşete taşıdı.

Halim Küçükali'den çarpıcı açıklamalar

Gazete365 Ekim sayısında çok konuşulacak, İstanbul’un birinci sorununu manşete taşıdı.

Halim Küçükali'den çarpıcı açıklamalar
29 Eylül 2014 - 15:50
Reklam

İnşaat Muhendisi Halim Kuçukali çarpık yapılaşmayla ilgili önemli tespitlerde bulundu, 'Kentsel dönuşum projesiyle İstanbul'un rahatlatılması beklenirken, kalan boş yerler gökdelenlerle dolduruluyor.’

Olası, deprem ve sel baskınlarını hiç duşunen yok

1970 yıllarında 'Gecekondu’ ile başlayan, 1990 yıllarında 'Seçimkondu’ olarak suren, çarpık kentleşme, 2000 yıllarında da 'Hukumetkondu’ furyasına dönuşerek, İstanbul’u yaşanmaz hale getiriyor.

Yeşil alan, dere yatağı, afet toplanma alanı, fay hattı, heyelan bölgesi olduğuna bakılmadan şehrin imar planları değiştirilerek, rant kabusu olarak devam eden yapılaşmalar ileride devasa sorunları da beraberinde getirecek.

İstanbul’un birçok yerinde olduğu gibi Gazete365’in yayın bölgesi olan Bahçelievler, Bağcılar, Bakırköy ve Gungören’de de boş alan kalmadı.

Betonlaşma, sele neden oluyor. Kontrolsuz yapılaşma trafiği felç ediyor. Yeşil alanlar imara açılarak, oksijenimiz kesiliyor. İmara uygun olmayan heyelan alanlarında, dere yataklarında; okul denmiyor, hastane denmiyor her tur yapılaşmaya izin veriliyor. Su kaynaklarımız bu betonlaşma nedeniyle kesiliyor.

Seçimlerin, hala siyasetle, hizmetle kazanıldığını duşunuyor musunuz? AVM'ler ve gökdelenler şehrinde kaderimiz elimizden alınmış; sermaye sahipleri çoktan insanın da sahibi olmuş...

İnşaat Muhendisi Halim Kuçukali, son yıllarda agresif bir şekilde boy gösteren ve belediyelerin de göz yumduğu çarpık kentleşmenin ileride devasa sorunları da beraberinde getireceğini belirterek, Gazete365’e önemli açıklamalarda bulundu.

İnşaat Muhendisi Halim Kuçukali, buyukşehirlerde son yıllarda agresif bir şekilde boy gösteren ve belediyelerin kontrolsuzluğuyle ileride devasa sorunları da beraberinde getireceği kaçınılmaz olan çarpık yapılanmayla ilgili önemli tespitlerde bulundu. Kuçukali tespitlerinde yayın bölgemizdeki çarpık kentleşmeye de dikkat çekerek "Bahçelievler, Bağcılar, Bakırköy ve Gungören bölgesinde yapılan yapılaşmalar bölgemizi olumsuz etkileyecek" uyarısı yaptı. İnşaat Muhendisi Halim Kuçukali şu tespitlerde bulundu.

Önce gece kondu, sonra da seçim kondu, şimdide hukumet kondu

KENTLERİN YENİ KABUSU...
1970’lerde, 1980’lerde bir 'gecekondu’ furyası vardı. Köyden iş bulma umuduyla geldikleri buyuk şehirlerde, başlarını sokacakları bir barakaya dahi razı olan insanların (bir derecede olsa zaruretten) yaptıkları gecekondular vardı. 1990 yıllarda ise gecekondular yerini belediye yönetimlerine yakın olanların veya belediyelere bağış (!) yapanların seçim dönemlerinde çatılarını açarak yaptıkları 'seçimkondular’ almaya başladı.

2000’li yıllarda ise yeni bir akım var: 'hukumetkondular’
Ne şehir planı dinlerler; Ne fay hattı, ne dere yatağı, ne heyelan bölgesi, ne trafiğe getireceği yuk, ne de yeşil alan... Bir bakmışsın; bir kavşağın dibinde... Bir bakmışsın; karşı yamaçtaki mahallenin arasından sivrilmiş, gökyuzunu delercesine.
AVM'ler ve Salladıkları posterler ortak yönleri...
Ne hikmetse en belirgin ortak özellikleri seçim dönemlerinde cephelerinden aşağıya sallandırdıkları dönemin başbakanın veya mevcut belediye başkanının kocaman posterleri ve içlerindeki AVM’ler.
Varlıklarını surdurebilmek, kendilerine bağlı sermayedarlar yetişmesini sağlamak için her dönem mevcut hukumetler ve belediyeler tarafından şehirlerin katledilmesine göz yumuldu, hatta yol verildi.

Trafik tıkandı, betonlaşmaya bağlı seller oldu... İnsanımız yeni uyanıyor...
Zararlı etkilerini insanlarımız yeni yeni görmeye, farketmeye başladı.
Artık insanlarımız trafikten dolayı evlerine, işlerine gidemez oldu.
Betonlaşmadan dolayı sel ve hortum vakaları artmaya, şehri besleyen etrafımızda ki su kaynakları tukenmeye başladı. Oksijen kalitesinin duşmesine bağlı olarak kanser ve solunum yolları hastalıkları gun geçtikçe artmaktadır.
Finans yukunden daha az etkilenmek için, iş guvenliğine ve sağlığına dikkat edilmeden hızlı yapılan bu 'hukumetkondular’, insanlarımızın canını almakta, hayattan koparmaktadır.

Tabii birde bunun ulke ekonomisini bağlayan diğer bir yönu de var.
Bugun ulke genelinde 1 milyon adet satılık konut bulunmakta, bununda yapım maliyeti yaklaşık olarak 60 milyar dolardır ve bu para atıl olarak bekletilmektedir.
Bu konutlar hangi makro ekonomik plana dayanıyor?
Bilen var mı? Yook.
Peki Devlet Planlama Teşkilatının planları dahilinde mi yapılıyor? Hayır...
Buyukşehir imar planında var mı? Yook.
Peki nerede var?

Hukumete yakın iş adamının beyninde…
Yani kısacası Mevcut hukumet kendi iktidarını surdurebilmek için yaratmak istediği sermaye birikimi uğruna bir milletin geleceği mahvediliyor.
Maalesef bu yeni çarpık yapılaşma modeli bölgemizde de mevcut.
Gazete365’in yayın bölgesi olan Bahçelievler, Bağcılar, Bakırköy ve Gungören bölgesinde yapılan yapılaşmalar bölgemizi olumsuz etkileyecek
İnşallah bu 'hukumetkonduları’ inşa etmekten bir an önce vazgeçerler yoksa bir 50 sene daha bu çarpık yapılaşmanın olumsuz etkileriyle birlikte yaşamaya devam edeceğiz.

SEL BASKINLARININ SEBEBİ...
Önceleri nadiren görulen sel baskınları artık her yağmurdan sonra görulmeye, vatandaşların korkulu ruyası olmaya başladı.
Belediyeler sel baskınlarından sonra önlem almaktadırlar fakat kısa bir zaman zarfında aynı bölgede yine sel baskınları olmaktadır. Aldıkları önlem o gun için doğrudur muhakkak ama hesaba katmadıkları, şehir planında olmayan, kendilerinin de tahmin etmedikleri havza alanındaki yeşil alanların imara açılarak betonlaştırılmasıdır.
Biz Muhendisler kanal veya dere kesitini hesaplarken şu kriterleri göz önune alırız
1-Kanala gelecek su havzası alanı
2-40yıl içinde yağmış en yuksek yağış miktarı
3-40 yıl sonraki nufus ve yapılaşma Ve birde C katsayı
Şimdi diyeceksiniz ki bu C katsayısı da ne?
Evet ama butun meselede zaten bu C katsayısında.
C katsayısı; Havzanın coğrafi yapısına, toprağın cinsine, bitki örtusune bağlı bir kat sayıdır.

Havza alanına isabet eden yağmurun ne kadarının toprak tarafından emileceğini, suyun akış hızının ne olduğunu, kısacası % kaçının, kaç saatte kanala ulaşacağını belirleyen bir kat sayıdır.
Önceleri yağan yağmurun %20 sinin 3 saatte kanala ulaşırken, bitki örtusunun betonlaştırılmasından dolayı, bugun ise yağan yağmurun % 80’i 15 Dakikada kanala ulaşıyor ve sel baskınlarına sebep oluyor.

Örnek: 2009 yılında Ayamama Deresinde yaşadığımız sel felaketi...
Belediye Ayamama Deresinde kanal kesitini genişleterek islâh çalışması yaptı ama ondan sonra İkitelliye Basın Ekspres Yolu uzerine yapılan yapılaşmalar belediyelerin hesaplarını alt ust etti. Şu an ayamama deresi limitler sınırında, o bölge her an bir sel baskınına maruz kalabilir.
Yine aynı şekilde Tavukçu Deresi'nin etrafında yapılan yapılaşmalar aynı riski devam ettiriyor. Gerçi çalışma yapılıyor ama bu betonlaşma devam ederse 5-10 yıl sonra yine sel baskınları yaşayabiliriz.

Betonlaşma sadece sel baskınlarına değil, bölgenin ekolojisini bozarak iklimini de değiştiriyor. Yeşil alanların yok edilmesi ve atmosferi ısıtan sera etkisi yaratan gazların kullanımının giderek artmasına neden olan insan etkileri’ nedeniyle yağmur sayısının azalmasına, ancak çok şiddetli yağmurların yağmasına sebep olmaktadır. Bu aynı zamanda hızlı kuraklaşmayı da beraberinde getirmektedir.
Bireylerin para kazanması için musaade edilen, göz yumulan uygulamalardan dolayı doğan zarar ziyanın bedelini daha sonra millet olarak hep birlikte ödemek zorunda kalacağız.

Peki nasıl çözulur?
Zaten çuruk olan, yıkılmaya yuz tutmuş, yatay yayılma yolu ile yapılaşmış, yeşil alanları yok etmiş şehirlerimizi yeniden planlarken (mumkun olduğunca imar atışından kaçarak) dikey yapılaşma yolu ile yeşil alanları arttırmaktır. Bu sayede hem suyun toprak tarafından emilmesi, hem de yeşil alanların artacağından dolayı oksijen kalitesinin artması sağlanmış olacaktır. Çatı sularını daha sonra sulama suyu olarak kullanılmak uzere depolanabilir. Yeşillendirme ve depolama ile kanala gelecek suyun miktarını azaltarak ve zamanını uzatarak sel baskınlarını önleyebiliriz.
Bu önlemler alınmaz ise ceset torbasının yanında, arabamızda, iş yerimizde, evimizde zodiac deniz botu bulundurmak zorunda kalacağız.
Sağlıcakla kalın, Allaha emanet olun demeye gerek yok zaten öyle yaşıyoruz.

Gazete365 sizler için araştırıyor...
- Kentsel dönuşum neden işlemiyor?
- Eski binalar neden yenilenmiyor?
- İmar planlarını kim, neden değiştiriyor?
- Yarınları nasıl sorunlar bekliyor?
Bu kaosa dur demek istiyorsanız, önerilerinizi ve şikayetlerinizi bizlerle paylaşın.
Tel: 0212 442 24 24 - e-mail: [email protected]

Gazete365 Ekim sayısında, çok konuşulacak, İstanbul’un birinci sorununu manşete taşıdı. İnşaat Muhendisi Halim Kuçukali'den çarpıcı açıklamalar...