İstanbul'da 2025'e kadar büyük deprem uyarısı

İstanbul'da 2025'e kadar büyük deprem uyarısı. Alman Alfred-Wegener-Enstitüsüne göre İstanbul dünyanın en tehlikeli 10 kenti arasında gösterildi. Bu dikkat çekici konuyu Gazete365 manşete taşıdı.

İstanbul'da 2025'e kadar büyük deprem uyarısı

İstanbul'da 2025'e kadar büyük deprem uyarısı. Alman Alfred-Wegener-Enstitüsüne göre İstanbul dünyanın en tehlikeli 10 kenti arasında gösterildi. Bu dikkat çekici konuyu Gazete365 manşete taşıdı.

İstanbul'da 2025'e kadar büyük deprem uyarısı
21 Eylül 2015 - 15:39
Reklam

Ülkemizde buyuk umutlarla başlayan 'Kentsel Dönuşum’ yerini, 'Kentsel Yenileme’ye bıraktı. Dönuşumun ada bazında değil de tek tek binaların yenilenmesi şeklinde yapılması kentin trafik, otopark ve alt yapı sorununu çözmediği gibi, can ve mal guvenliğine de çözum getirmedi.

Yapılan son araştırma ise unuttuğumuz acı gerçeği hatırlattı. Alman Alfred-Wegener-Enstitusu dunyanın en tehlikeli 10 kentini sıraladı. Jeolog Dr. Johann Klages tarafından olası deprem, tsunami, volkan patlaması gibi doğal afetler göz önune alınarak yapılan değerlendirmede, en tehlikeli 10 kent arasında İstanbul’da yer aldı.

Tokyo’nun birinci sırada olduğu değerlendirme raporunda İstanbul için; “Boğazın guzel kenti İstanbul, Asya ve Avrupa faylarının uzerinde bulunuyor. İstanbul’da 2025 yılına kadar buyuk bir deprem yaşanma olasılığı oldukça yuksek. Burada da yoğun nufus ve binaların depreme karşı dayanıksız oluşu, tehlikeyi arttırıyor" ifadelerine yer verildi.

REŞAT AKÇAY YILLAR ÖNCE UYARMIŞTI
Sık sık kentsel dönuşumu, çarpık ve depreme dayanıksız yapılaşmayı haberleriyle gundeme getiren Gazete365’in rahmetli yazarı Reşat Akçay’da sık sık bu konulara vurgu yapmıştı. 2 Eylul Çarşamba gunu görevi başında kalp krizi sonucu vefat eden rahmetli yazarımız Reşat Akçay, 2010 Kasım ayında kaleme aldığı “Kurtarma ekipleri de enkazın altında kalacak" başlıklı makalesiyle uyarmıştı.
Beklenen olası buyuk depremde yaşanacak felaketin boyutunu gözler önune seren Reşat Akçay yazısında, kentsel dönuşumu zorunlu kılan sebepleri ve kentsel dönuşumu engelleyen sebeplere yer vermişti.

Belediyeciliğin duayenlerinden, gazetemizin yazarlarından rahmetli Reşat Akçay: “Kentsel dönuşum yapılmazsa, kurtarma ekipleri de depremin altında kalarak. Kurtaracak da kurtarılacak kişi de kalmayacak" şeklinde 2010 uyarmıştı.

Reşat Akçay'ın, 2010 yılında yazdığı "Zorunlu dönuşum" başlıklı yazısını tekrar yayınlıyoruz:

Zorunlu dönuşum...
Bilindiği uzere 1999 den sonra Bilim adamlarının ve Bilimdışı insanların tartışmaya başladığı deprem senaryoları medyada ulke gundeminin birinci sırasına oturmuştur.
Sivil Savunma kuruluşları gönullu kuruluşlar depreme maruz kalan insanları nasıl kurtardıklarını nasıl kurtaracakları geliştirdikleri yöntem ve tedbirleri alınacak kurtarma teçhizatını bunlara ait tatbikatları yaparak halkı bilinçlendirmeye çalışmaktadır.

Bilim adamları depremin olası tarihi, şiddeti, yıkılacak bina sayısı, ölecek insan sayısı hakkında tahminler yapmakta ve senaryolar uretmektedirler. Parlamentomuz da bu durumdan etkilenmiş 5393 sayılı kanuna bir madde eklemekle İstanbul Buyukşehir Belediyesi Deprem Mudurluğu adında bir mudurluk kurmuş ve Zeytinburnu ilçesini Kentsel Dönuşum Pilot bölge seçmiştir. Ayrıca Üniversitelerimiz Marmara Bölgesindeki fay hareketlerini surekli takip edip incelemektedir. Tum bu çalışmalar bizim depreme duyarlılığımızın göstermekte ise de, deprem öncesi alınması gereken tedbirler hakkında bir sonuç ortaya koymamıştır.

Ancak 10 yılda ne bir dönuşum yapılabildi, ne Turkiye genelinde yol haritası belirlenebildi. Böyle giderse kurtarma ekipleri de depremin altında kalacak, kurtaracak veya kurtarılacak adam kalmayacak kalan sağlar birkaç suçlu aramanın peşinde olacaktır.
En kısa zamanda konu ile ilgili bilim adamlarını hukukçuların toplayıp teknik insanların toplanıp oluşturulacak yasanın alt yapısını hazırlamalıdır.

Parlamento kısa zamanda bu yasal duzenlemeyi yapmalıdır. Yasanın alt yapısı hazırlanırken Anayasanın 35.maddesi kamu yararına uygun olarak mulkiyetle ilgili kanunlarda değişiklik yapmalıdır. Yine halkımızın sosyo-ekonomik durumunu göz önune alarak;
—Ekonomik Duzenleme için yasal hukum getirmelidir.
—Depremin ne zaman olacağı bilinmediğinden dönuşumun sağlanması için yetkililerin dağılımı sorumlulukları genel ve yerel yönetimlerin en kuçuk birimine kadar duzenlenip yasaya hukum getirilmelidir. Zaman kaybına mahal bırakılmamalıdır.
Bu şekilde bir duzenleme şehirlerin yenilenmesini sağlayabileceği gibi sosyal donatı alanlarına, yetersiz alt yapısına da çözum getirebilir.

Önumuzde bir genel seçim var. Siyasi partiler programlarına bu topraklarda yaşayan insanımızın can ve mal guvenliğini ilgilendiren bu konuyu almayacaklarsa neyi alacaklar doğrusu merak ediyorum.
Bir sonraki yazımda bu konunun çözumundeki alternatifleri sizinle paylaşmaya devam edeceğim. Gazetemizin yayınlandığı alanın içine giren Gungören, Bakırköy, Bahçelievler, Bağcılar ilçelerimiz bu durumdan en çok etkilenecek ilçelerimizdir. Geç kalmayalım tedbir almasak takdirin ne olacağını hepimiz bilmek durumundayız.

1-KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ ZORUNLU KILAN SEBEPLER;
1-Deprem Haritaları ve Deprem Yönetmeliklerinde Yapılan Değişiklikler
2- 1998 yılından önce yapılan yapıların depreme dayanıklı olmaması
3–1998 yılında önce yapılan yapıların zemin incelemeleri yapılmadan projelendirilmesi
4-Çeşitli tarihlerde çıkartılan af kanunları ile yapı guvenliğine bakılmaksızın yasallaşması
5-Planlamanın yerleşimden sonra yapılması
6-Yapıların eskime, yıpranma, teknik dışı tadilatlarla yapı guvenliğinin azalması
7-Teknolojik gelişmelerle yapıya yuklenen hareketli yuklerdeki artışlar
8-Yapı denetimi için Teknik Uygulama Sorumlusu(TUS) veya Yapı Denetim şirketlerindeki yetersizlikler şeklinde sıralanabilir.

2-KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ ENGELLEYEN SEBEPLER;
1-Yasal duzenlemedeki eksiklikler
2-Mulkiyet hakkının kullanılması veya mudahale edilmesinde hukuki sebepler
3-Sosyo Ekonomik sorunlar
4-Yurutmedeki yetki karmaşası
5-Jeolojik, ekolojik, topografik verilerin yetersizliği
6-Siyasi Kultur ve Bakış Açısı

Reşat Akçay / 2010

Gazete365 manşete taşıdı.