“Keşke Saddam’ın heykelini yıkmasaydım”

Saddam’ın heykelini yıkan adam Kadum el Caburi: O zamanlar sadece bir diktatörümüz vardı, şimdi yüzlercesi var. Hiçbir şey iyiye gitmedi.

“Keşke Saddam’ın heykelini yıkmasaydım”

Saddam’ın heykelini yıkan adam Kadum el Caburi: O zamanlar sadece bir diktatörümüz vardı, şimdi yüzlercesi var. Hiçbir şey iyiye gitmedi.

“Keşke Saddam’ın heykelini yıkmasaydım”
11 Mart 2013 - 14:49
Reklam

Kadum el Caburi, 10 yıl önce tüm dünyanın tanıdığı bir kişiydi. Belki adı bilinmiyordu ama elinde balyozuyla çekilen fotoğrafı dünya basınının manşetiydi. Irak’ın başkenti Bağdat’ta Firdevs Meydanı’nda bulunan Saddam Hüseyin heykelini yıkan adamdı el Caburi ve bugün “Keşke hiç öyle bir şey yapmasaydım” diyor.

ABD Başkanı George W. Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair için el Caburi’nin bu fotoğrafı Tanrı’nın bir hediyesi gibiydi. Irak halkının “Diktatör Saddam”dan ne kadar nefret ettiğini, müdahalenin ne kadar haklı olduğunu kanıtlıyordu.

Ancak aradan geçen 10 yılda “Balyozlu Adam” o öğleden sonrayı ve yarattığı sembolizmi öfkeyle ve pişmanlıkla hatırlıyor.

52 yaşındaki el Caburi, İngiliz Observer gazetesine, “Saddam’dan nefret ederdim” diye konuştu:

“Beş yıl boyunca o heykeli devirmeyi diledim. Ama sonrasında olan bitenler büyük bir hayal kırıklığı oldu. O zamanlar sadece bir diktatörümüz vardı, şimdi yüzlercesi var. Hiçbir şey iyiye gitmedi.”

O GÜNLERDE NELER OLDU?
O gün çekilen görüntülerde el Caburi elinde balyoz yüzünde öfkeyle heykeli yıkarken görülüyor. Ancak yaşananların iç yüzü bugün bile hala tartışmalı.

Örneğin Los Angeles Times’ta 2004’te yayımlanan bir habere göre bu yıkım olayı bir mizansendi. El Caburi bu iddiayı reddediyor ancak o sırada olay yerinde olan ABD’li askerler de iddiayı destekliyor. Hatta el Caburi’ye elindeki balyozu da Amerikalıların verdiği belirtiliyor.

Saddam döneminde 11 yılını Ebu Gureyb Hapishanesi’nde geçiren El Caburi ise asla unutamadığı o anları şöyle anlatıyor:

“Ben burada dükkanımda kendi kendime oturuyordum. Öğlene doğruydu. Amerikalıların şehir dışında olduğunu duydum, balyozumu alıp Firdevs Meydanı’na gittim. Aklımda heykeli yıkmak vardı ve bunu yaptım. Meydanda gizli polis ve Saddam’ın fedaileri vardı. Onlar da ne yaptığımı izliyorlardı ama ateş etmeleri ihtimaline karşı etrafımı sarmışlardı. Amerikalılar 45 dakika sonra geldi. Komutan yardıma ihtiyacım olup olmadığını sordu ve heykeli devirdi. Önce sadece ben vardım. Sonra 30 kişi olduk, sonra 300, en sonunda meydanda binlerce kişi vardı. Benim tek derdim rejimin bana yaptıklarının, hapiste geçirdiğim yılların intikamını almaktı.”

EN AZINDAN GÜVENLİK VARDI
El Caburi’nin pişmanlıkları ise iki yıl sonra başlamış: “Saddam döneminde güvenlik vardı. Yolsuzluk vardı ama böylesi yoktu. Hayatlarımız güvencedeydi. Elektrik, gaz gibi temel ihtiyaçlar çok daha ucuzdu. İki yıl geçti ve ben ilerleme göremedim. Sonra cinayetler, hırsızlıklar ve mezhep şiddeti başladı.”

Olan bitenden Amerikalıları ve Iraklı siyasetçileri sorumlu tutuyor el Caburi. “Amerikalılar başlattı, sonra politikacılarla birlikte ülkeyi yerle bir ettiler. Hiçbir şey değişmedi” diyor. Daha da fenası, şu an iktidardaki partileri iktidarda kaldıkça, Irak için bir gelecek görmüyor.