Kordon kanıyla 80 hastalığı tedavi imkanı

Medical Park Uşak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Eda Gülmez Özkan, 80’e yakın hastalığın tedavisinde kullanılan kordon kanı hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Kordon kanıyla 80 hastalığı tedavi imkanı

Medical Park Uşak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Eda Gülmez Özkan, 80’e yakın hastalığın tedavisinde kullanılan kordon kanı hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Kordon kanıyla 80 hastalığı tedavi imkanı
15 Ocak 2015 - 14:32
Reklam

Kordon kanı ile gelecekte oluşabilecek hastalıklarınızın yanı sıra başkalarının rahatsızlıklarına da çözum sağlamanız mumkun. Medical Park Uşak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Eda Gulmez Özkan, 80’e yakın hastalığın tedavisinde kullanılan kordon kanı hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Anne karnında bebek ile anne arasındaki besin ve oksijen alışverişi plasenta tarafından sağlanır. Bebek, göbek kordonu ile plasentaya bağlıdır. Doğum surecinin tamamlanmasından kısa sure sonra plasenta görevini tamamlayarak rahim dışına atılır. "Kordon kanı" olarak isimlendirilen kan, bebeğin doğumundan sonra göbek kordonu içinde kalan kandır. Yakın bir zamana kadar kordon kanı, plasenta ve göbek kordonu ile atılmaktaydı. Ancak son gelişmelerle kordon kanının çeşitli hastalıkların tedavisi açısından önemi anlaşıldı ve özel yöntemlerle toplanıp saklanmaya başladı.

BEBEĞİNİZİN KORDON KANINI SAKLAYABİLİRSİNİZ
Bebeğin kordon kanı, kök hucreler açısından oldukça zengin bir kaynak. Kök hucrelerin vucuttaki diğer tip hucrelere farklılaşma özelliğinin keşfedilmesi ile birlikte bu hucrelerin kanser, felç, parkinson, alzheimer, omurilik zedelenmeleri, kalp ve birçok genetik kaynaklı hastalığın tedavisinde kullanılabileceği fikri gelişti. Bu amaçla kurulan kordon kanı bankaları bebeğin kordon kanını gelecekte olası tıbbi gereklilikler için saklayabilme olanağı sunuyor. Doğumdan sonraki ilk 10 dakika içinde alınan kordon kanı uygun şartlarda donduruluyor ve kordon kanı bankasında saklanabiliyor. Bu değerli kök hucreler, gerektiğinde çözulerek kullanılıyor.

VERİCİ ARAMAYA GEREK KALMIYOR
Kordon kanını dondurup saklamanın birçok amacı bulunuyor. İlk olarak bebek ilerde kök hucre tedavisi gerektirecek organ doku hasarı veya organ çalışmaması gibi bir durumla karşılaştığında, doku uyumu olan verici aramasına gerek kalmıyor. Kendine ait sağlıklı bebeklik çağı kök hucreleriyle tedavi edilebiliyor. Kişinin kendi hucre ve dokuları ile uyum sorunu olmayacağından, bu çok önemli bir avantaj sayılıyor. Öte yandan bebeğin kardeşlerinde ya da yakın akrabalarında çıkabilecek hastalıkların tedavisi de bu kordon kanı ile mumkun.

HASTALARIN YÜZDE 70’İNE UYGUN İLİK BULUNAMIYOR
Kemik iliğinden kök hucre ayıklama yöntemi, kan hastalıklarında ve bazı kanser turlerinde sağlıklı kan miktarını yukseltmek için yoğun olarak kullanılıyor. Ancak, hastaların yuzde 70'ine uygun kemik iliği bulunamıyor. Oysa göbek kordonundaki kandan elde edilen kök hucreler, eğer saklanmışsa uyum problemi buyuk oranda ortadan kalkıyor. Gunumuzde bu yeni yöntemden şimdilik 80 civarında hastalığın tedavisinde faydalanılıyor.

TÜM AİLELERE ÖNERİYORUZ
Genetik bir hastalıkları bulunmamasına rağmen kızlarının kordon kanını gelecekte başına gelebilecek hastalıklarda kullanılmak uzere saklayan Derya ve Muhammet Bıyık çifti, bu yöntemi tum ailelere öneriyor. Baba Muhammet Bıyık, “Tıp her gun ilerliyor. Belki de çok yakında kordon kanı ve kök hucreyle ilgili yeni gelişmeler olacak. Umarız hiçbir zaman ihtiyacı olmayacak ama böyle fırsat varken kızımızın geleceğini garanti altına almak istedik" dedi. Kordon kanı ve kök hucrelerle ilgili dunyada birçok çalışma yapıldığını belirten Bıyık çifti, şöyle devam etti: “Tahminler doğru çıkarsa kök hucreler yakın bir gelecekte parkinsondan, kalp hastalıklarına, diyabetten felce kadar birçok hastalıkta kullanılabilecek. İmkanı olan tum ailelere çocuklarının kordon kanını saklamayı tavsiye ediyoruz. Çunku gelecekte kök hucre ve gen teknolojisinin tıpta çok buyuk başarılara imza atacağına ve birçok hastalığa çözum sunacağına inanıyoruz.’’