Minibüs faciasında şok gerçek

Güngören'de geçtiğimiz yıl meydana gelen ve iki kişinin can verdiği minibüs kazasının arkasından bir 'yol faciası' çıktı.

Minibüs faciasında şok gerçek

Güngören'de geçtiğimiz yıl meydana gelen ve iki kişinin can verdiği minibüs kazasının arkasından bir 'yol faciası' çıktı.

Minibüs faciasında şok gerçek
21 Kasım 2014 - 21:17
Reklam

İstanbul Gungören’de tam bir yıl önce meydana gelen kazada, kaldırıma çıkan minibus korkulukları parçalayarak kavşaktan yola duşmuş, minibuste bulunan ki yolcu hayatını kaybetmiş, iki kişi de yaralanmıştı. Bilirkişi raporunda; köprudeki korkuluğun yapısal olarak yetersiz olduğu ve trafik guvenliğine bir faydasının olmadığı kaydedildi. Geçmişte aynı noktada çok sayıda kazanın yaşandığı belirtilerek, “Bu kadar çok kazanın meydana geldiği bir bölgenin kaza kara noktası olarak değerlendirilmemesi ve döner kavşağa giren araçların hızını azaltmaya yönelik önlem alınmamış olması yol kusuru olarak göze çarpmaktadır" denildi ve kazanın yuzde 85 oranında kavşakta yeterli guvenlik önlemi alınmamasından kaynaklandığı vurgulandı.

Dahası, kavşakta kazadan sonra önlem alındığı ve yol kusurunun duzeltildiği ortaya çıktı. İstanbul Gungören’de geçen yıl 20 Kasım’da Salim Dalbudak yönetimindeki minibus, Eşref Bitlis Caddesi uzerindeki kavşakta seyrederken, direksiyon hakimiyetini kaybederek, kaldırıma çıktı. Tunelin ust geçit korkuluklarına çarpan minibus, Eşref Bitlis Alt Geçidi’nin tuneline devrildi ve bu sırada yolda seyreden Behzat Deringöl’un kullandığı aracın uzerine duştu. Deringöl ani manevra yaparak, minibusun altında kalmaktan kurtuldu. Minibuste bulunan yolculardan 55 yaşındaki Seyit Ali Durmaz ve 50 yaşındaki Mustafa Aksay öldu; Dalbudak ve bir yolcu yaralandı.

Kazadan sonra ifadesi alınan minibus surucusu Dalbudak, seyir halindeyken bir aracın suratli bir şekilde geldiğini, yolcuların “Hoop!" diye bağırması uzerine frene basıp direksiyonu sola kırdığını, arabanın kontrolden çıktığını, sonrasını hatırlamadığını, kazada kendisinin de yaralandığını ifade etti. Tutuklanan Dalbudak hakkında Turk Ceza Kanunu’nun (TCK) 85/2. maddesine göre 'taksirle birden fazla kişinin ölumune sebebiyet vermek’ iddiasıyla Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Mahkemenin talebi uzerine İstanbul Üniversitesi Ulaşım Ana Bilim Dalı Öğretim uyesi ve Karayolu Guvenliği Bilirkişisi Prof. Ali Osman Atahan tarafından bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda, minibusun normal guzergahından ayrılarak 90 derece sola dönduğu, kazanın da direksiyonun ani şekilde kırılmasıyla meydana geldiği ifade edildi. Minibusun yoldan ayrıldığında köpru uzerine rahatlıkla çıktığı ve kaldırım yuksekliğinin aracı engellemeye yetmediği kaydedilen 3 Kasım tarihli raporda, şöyle devam edildi: “Minibusun köpru uzerinden duşmeden önce çarparak devirdiği korkulukların yaya korkuluğu olduğu ve minibusun dokunmasıyla köpru ustundeki bağlantılarından ayrıldığı görulmuştur. Belediyenin yolladığı teknik çizimlerde 15.74 metre uzunluğunda olduğu belirtilen yaya oto korkuluğunun yapısal olarak yetersiz olduğu ve trafik guvenliğine herhangi bir faydasının olmadığı belirlenmiştir."

Gungören Emniyet Mudurluğu’ne ait kaza tutanaklarına göre döner kavşak ve köpru çevresinde daha önce çok sayıda kaza meydana geldiği belirtilerek, şöyle denildi: “Bu kavşak köprulu olduğundan trafik guvenliği açısından önem arz eden bir konumda bulunmaktadır. Köpruler trafik guvenliği açısından kritik yapılardır, guvenlik tertibatlarının araçların aşağı duşmesini engelleyecek şekilde yuksek hizmet seviyesinde tasarlanmaları çok önemlidir. Bu kadar çok sayıda kazanın meydana geldiği bir bölgenin kaza kara noktası olarak değerlendirilmemesi ve döner kavşağa giren araçların hızını azaltmaya yönelik önlem alınmamış olması yol kusuru olarak göze çarpmaktadır."

Kazanın buyuk ölçude köpru uzerinde ve döner kavşakta yeterli trafik guvenliği alınmamış olmasından meydana geldiği vurgulanarak, yol kusurunun yuzde 85 ve surucunun yuzde 15 kusurlu olduğu tespit edildi. Raporda, kazadan sonra önlem alındığı ve yol kusurunun duzeltildiği ifade edildi.

Avukat Özcan Karakoç, bilirkişi raporunun Buyukşehir Belediyesi’nin sorumluluğuna işaret ettiğini vurgulayarak, “Genelde kazalarda tek suçlu olarak, surucu gösteriliyor. Fakat yol durumu dikkate alınmaz. Biz dosyada bu hususun altını çizdik. Buradaki yol durumu, kaldırımın duşuk kalması, korkulukların parçalanması, ölume davetiye çıkaran hususlardır. Bunların sorumlusu her kimse ortaya çıkarılmalı" diyor.

Raporda, surucuye çok duşuk bir kusurun atfedilmesine itiraz eden Karakoç, “Surucu raporun aksine yuksek hızla gidiyor. O anda refleks gösteremediği için aracı kazayı önleyemiyor" dedi.

milliyet.com.tr