Seçim sizin; gelecek hepimizin!
Tum Partiler, Ak Parti'nin oylarının inişte olduğunu varsaymış, bu durumun dayanılmaz hafifliği ile kendilerini atmosfere bırakmış, bulutları yastık etmiş; umutları yorgan; oyların yağmur olup; sağanak sağanak akmasını beklemekte.
Halkın genetiği değiştirildi, kromozom sayısı arttı, "Gelen Ağa'm, giden Paşam" misali ne yağsa hoş... Kurudu, çurudu, orman oldu, talan oldu, tablo renkli, tonlar değişti. "Ne gelse kabulum." diyen de var; çalsın helal olsun; yeter ki istikrar olsun."diyen de ... Dedim ya; genetiği değişen halkın dini imanı para olunca; oldukça da parasız bırakılınca... Halk hafıza zafiyeti yaşıyor. Sağlıkla, bir kişinin ailesine bakabildiği, umutların yaşama hakkı, eğitim hakkı olarak yeşerdiği varlık gunlerinden; sağlık ve eğitimin yerle bir edildiği, umutların, teknoloji ve çaputlara bağlandığı gunlere geldik; beyin zafiyeti yaşıyoruz.
Varlığın göstergesi bu sahiplikler, gözleri mora boyadı. Önce Laikliğe karşı çıkıldı; sonra Dinler Dayanışması denildi; halk, sağdan soldan tokatlanarak sersemletildi; kabul etmem dedikleri her yenilik, ocaklarına kapıdan değilse; bacadan duştu. İpin ucu kaçtı, neresinden tutacağını duşunmeye uşenenler, İvedik misali; "Yaşamak zor, çok zor." dedi ve arkasına yaslandı, "... Kim ölmuş." dedi; o sağanağın sonuçlarını bekliyor. Siz neyi bekliyorsunuz?
Sahi siz neyi bekliyorsunuz? Cevap yok mu? Beklentileriniz buhar olup uçtu mu; yoksa " Al birini, vur ötekine" mi dediniz. Yoksa zemine uyup ağzınızı açtınız, ya nasip mi dediniz. Ölumum elinden olsun, gelirse dert senden gelsin diyecek kadar sevdalılarımız da var. Matematikte yöntemler vardır, aynı sonuca ulaşacak bağıntılarda değişkenler, sabitleri değil, diğer değişkenlerin değerini oynatır. O nedenle, kimse bu halkın değişmez değerlerini değiştiremez. Evirir çevirir, halk salağa yatar; "Utan utanmazdan; kork korkmazdan." der, çekilir; ama Allah' a havale eder. Su yolunu bulur, doğa dengelerini korur, ille de korur, kendine yeter; insana yetmez, insanı elimine eder; yine dengeler, yine dengeler. Hayat matematiktir.
Cumhuriyet Dönemi hızlı değişim ve gelişimi hedeflediği için burokrasiye, katı kurallara ihtiyaç duydu; yoksa onca deha göstergesi yenilik gerçekleşemezdi. Belki sindire sindire gitmek gerekirdi; ancak Osmanlı'dan Turkiye' ye geçişte buna sabredilemezdi; zira Avrupa'nın Osmanlı duşmanlığından sıyrılmak gerekiyordu. Yaşasaydı; Ataturk, değişime giderdi. Ancak denenmiş tum partiler, Turk halkından özur dilemeli. Kimse heveslenmesin; bir partinin gunah keçisi olması; bir diğerinizi arındırmıyor. Turkiye sahip olduğu kaynaklar açısından gelecek vaat ediyor. Genç nufus açısından da... ABD bu yuzden sömurge arayışında. 30 yılı var. Japonya 'nın 30 yılı var; nufus yaşlanıyor. Turkiye şu an enerjisini işleyecek potansiyele sahip değil. Doğru adımlar, Turkiye'yi Geleceğin Yıldız'ı yapabilir. Varlıklarını, sıcak para için kasada tutan bir hukumet olsa idi; "başarılı olduk."diyebilirdik; ancak ulke değil, şahıslar zenginleşti.
Burada söz milletin ağzında; zar milletin elinde kimse bundan böyle partileri gunah keçisi etmesin. Bugunlere anayasa değişikliği dahil, kullandığımız oylarla gelindi. Bileni imha eden bir anlayıştan vazgeçerseniz, bireysel bakmaktan vazgeçerseniz, hak ettiğiniz yönetim, Gökkuşağı olur. Seçim sizin; gelecek hepimizin!