İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif’in torunu Selma Argon, Bağcılar Belediyesi tarafından M.Akif Ersoy Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen ‘Torununun Dilinden Mehmet Akif’ konulu anma programında konuştu.
İstiklal Marşı’nın kabulünün 96. yılı nedeniyle düzenlenen ekinlikte; dedesinin Mustafa Kemal Atatürk’e güvendiğini ve bu güvenle Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu’yu gezerek vaazlarda bulunduğunu belirten Argon, “Dedem, vatanını ve milletini çok seviyordu. İstiklal Marşı’nı bu duygularla kaleme aldı” dedi.
Mehmet Akif Ersoy’un yakın arkadaşı olan ve muhalif kanatta yerini alan Trabzonlu Ali Şükrü Bey'in 39 yaşında öldürülmesine çok üzüldüğünü de kaydeden Argon, “Dedemin üzüntüsü günlerce sürmüş. O dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi üzerinde baskı vardı. 1’inci Meclis feshedilmişti, 2’incisinde ise İngilizler büyük baskı uyguluyorlardı. Büyük ihanetler vardı. Dedem de bu acıyı çekmiştir. Akif’in, İstiklal Marşı’nın ödülü olan 500 lirayı da almayarak Hilali Ahmer’e bağışladığını da hatırlatan Argon, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şefik Kolaylı, dedemin yakın arkadaşıydı. İstiklâl Marşı yarışmasından verilen parayı almayınca, Kolaylı, Akif Bey, bari kendine bir palto alsaydın, dediği için onunla bir süre konuşmuyor.”
ABBAS HALİM PAŞA DEDEMİN HAMİSİYDİ
Abbas Halim Paşa’nın dedesinin hamisi olduğunu da hatırlatan Organ, ‘O her zaman bir Abbas Halim bulur ancak ben bir tane Mehmet Akif bulamam’ demiştir. Peşine hafiye konulan dedeme sahip çıkıyor. Dedem, dönmemek üzere Mısır’a gidiyor. Yakın arkadaşı Eşref Edip dahi tutuklanıp idamla yargılanmıştı. Belki gitmeyip kalsaydı tutuklanabilir ve büyük hadiseler çıkabilirdi” şeklinde konuştu. Akif’in asla Şapka Kanunu’na karşı çıkmadığının altını çizen Argon, hakkında iftira atıldığını söyledi. Akif’in, bu iftiraları duyunca ‘ben kendimi bildim bileli kafaların içine bir şeyler koymaya çalıştım. Başımızın üstüne bir şey koymanın ne önemi var’ dediğini anlatan Argon, “Onun şapka devrimine karşı çıktığı yalandır. Onun hakkında, ‘yobaz, şapka giymemek için kaçtı, İstiklal Marşımızı bir Arnavut mu yazdı, dediklerini de belirten Argon, “O bunları hiç hak etmedi. Gönlü kırık gitti” şeklinde konuştu.
MISIR’DAN AĞIR HASTA OLARAK DÖNDÜ
Akif’i Mısır’dan İstanbul’a dönüşünde kadim dostları ve Mithat Cemal’in karşıladığını da kaydeden Argon, at binen, pehlivan gibi güçlü ve boğazı yüzerek geçen Akif’in tanınmayacak kadar zayıfladığını söyledi. Cemal’in onu bakışından ve yanındaki eşinden tanıdığını da ifade eden Argon, şunları söyledi: “Siroz hastasıydı. Mısır Apartmanı’nda gençler onu ziyaret ediyor. Dedem, gençlerin ziyaretine izin veriyordu. Başında kuran okutuluyordu” Vefatının ardından düzenlenen cenaze töreninde devlet adına kimsenin olmadığını ve gençlerin omuzları üzerinde taşındığını da hatırlatan Argon, kendisine,’hükümete kırgın mısın?’ diye sorulduğunu belirtti. Hiç kırgın olmadığını belirten Argon, sözlerini şöyle tamamladı: “Niçin kırgın olayım, dedim. Tabutu, organize olmayan kalabalığın ve talebelerin sırtında gitti. O şimdi Edirnekapı Şehitliği’nde kadim dostlarının yanında yatıyor.”
GENÇLER HER ZAMAN KABRİNİ ZİYARET EDİYOR
Program sonunda Argon’a teşekkür eden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, “Bağcılarlı gençler her zaman Akif’in kabrini ziyaret edip dua yapıyorlar” dedi. Çağırıcı, Argon’a Akif’in yazılarını kaleme aldığı Sebilürreşat dergisinden hediye etti.
YORUMLAR