Son dönemlerde önemli konuları kaleme alan Abdullah Akçay, ulkenin içinde bulunduğu durumu özetleyen guncel yazılarıyla dikkat çekmeye devam ediyor.

Şimdi değilse ne zaman?..

Özellikle son iki aydır ulkemiz uzerine bir uğursuzluk çöktu. Toprağa şehitler duşerken içimize de korlar duştu. Sanki gizli bir el her şeyin altını ustune getirdi. Bir anda silahlar çekildi bombalar patlamaya başladı. Her taraftan şehit haberleri gelirken esas ateş duştuğu yeri yakıyordu, şehit evleri yasa boğulurken insanımız çaresizlik içerisinde biz bu hale nasıl geldik diye duşunmeye başlıyordu.

Bizim toplumumuzda askerlik en kutsal vatan görevi sayılıp, askerlik yapmayanlar adam dahi sayılmıyordu. Oysa son yıllarda askerlik zihinlerde ve uygulanan projeler ile sadece garip gurabanın, yapmak zorunda kaldığı bir meslek haline dönuşturulmuştu.

BİR UZMAN ÇAVUŞA SORUYORLAR

-Bu zor zamanda neden Asker oldun diye?

-Çavuş; Çok çaresisiz ben şehit olsam bile hiç değilse geride kalan aileme bir maaş bağlarlar da onlar kurtulur.'' diyordu.

Biz istemesekte ne yazık ki gerçek bu !

O halde neden bu hale geldik? Veya getirildik?

Oysa 2.dunya savaşına girip yerle bir olan Almanya 10 yılda sanayisini tamamlayıp dunyanın gelişmiş ulkeleri sınıfına girmişti!

Ama 13 yıldır tek başına ve her şeyi yapma gucune sahip AKP iktidarları neden başarılı olamıyor da Başçavuş gibi çaresizlerin vebaline girmeye devam ediyordu?

Şair Arif Nihat Asya bir dörtluğunde

''Dostlar bize bir nazar oldu

Cuma'mız pazar oldu

Bize ne oldu ise

Hep azar azar oldu.'' diyordu.

Ülkemiz içte ve dışta fiili bir savaş halinde iken Partiler kalın çizgi diye belirttikleri kendi çıkarlarını terk edip niçin Hukumet kuramıyordu?

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer yönetim kadrosunda bulunanlar neden bu zor zamanda Milletvekillerini böyle gunlerde tatil mi olur deyip Meclisi toplantıya çağırarak Milletin derdine derman olma, sorunları çözme yoluna gitmiyorlardı?

Bu kandan , ekonomik olarak devletin ve milletin batmasından kim veya kimler kazanç sağlıyordu ?

Artık vatan, millet, Kuran, helal kazanç ve alınteri neden sadece söylem olarak kalmış, İstikrar adı altında istikballer ve menfaatler karşılığında her şey mubah hale gelmişti?

Bu konuda o kadar neden diye sorular sorabiliriz ki oysa bakın biz nasıl bir Milletmişiz!

Bizim Milletimiz sefere giderken geçmiş oldukları elma bahçelerinden tek bir elma tanesini dahi koparmadan giden bir Milletti!

Bizim Milletimiz geçmiş olduğu uzum bahçelerinden aldıkları uzumun parasını fazlasıyla bağa asan bir Milletti!

Bizim Milletimiz sahibinin olmadığı tezgahta malzemeyi kendisi tartan bedelini de denilen yere bırakan bir Milletti !

Bizim Milletimiz değil haram yemeyi, şupheliden bile kaçan bir Milletti !.

Bizim Milletimiz devletin malına sahip çıkarken; bunda tuyu bitmemiş yetimin hakkı var diyerek titreyen bir Milletti !

Bizim Milletimiz emanete hıyanet etmez, asla yalan söylemezdi!

Bizim Milletimiz dostuna dost, duşmanına Yenilmez Cengaverdi!

Bizim Milletimizin sözu senetti, sözu namustu!

Allah Aşkına Bize Ne Oldu?...

ARTIK;

Devletin malı deniz , yemeyen keriz anlayışı;

Ruşvet almayan mı var?

Haram yemeyen mi var?

Yalan söylemeyen mi var?

Ne vatanı?

Ne cengaverliği?

Geçin efendim butun bunlar geride kaldı denir oldu!

Ne oldu bize? Bizi kim bu hale getirdi?

Dunyayı kazanalım derken; neden ahireti kaybeder olduk!

Birilerinin yanlışlarına sahip çıkarken; niye doğruları unuttuk!

Biz bu hale nasıl geldik?

Bizi bu hale kim veya kimler duşurdu?

MERHUM ERBAKAN HOCAM;

''Bak dövecek dizin kalmayacak'' dedi; inanmadık!

''Toprak altımızdan kayıyor ''dedi; inanmadık!

''Butun bunlar Siyonizm'in bir oyunu'' dedi; gulup geçtik!

Ne zaman uyanacak ve yeniden bizi biz yapan değerlerimize sarılacağız.

Ne zaman kandan beslenen Siyonistler ve yerli işbirlikçilerine karşı hep beraber durun bakalım diyeceğiz.

Ne zaman birbirimizi Allah için sevecek; Allah için buğuz edeceğiz.

Oysa zaman geçiyor ve ağzımızın tadını bozacak olan ölum hepimiz için yaklaşıyor; Hesap gunu kaçınılmaz olarak bizi bekliyor!

ARTIK YETER DEME VAKTİDİR DOSTLAR

Yeniden Milli ve Manevi değerlerde birlik olma, mutlak doğrularda birleşme ve kardeş olmak zamanıdır.

Yeniden Hak ve Batıl mucadelesinde Hakkın yanında Batılın karşısında olma zamanıdır.

Yoksa Allah Korusun sadece madden değil vatanımız ile birlikte şerefimizi de kaybedebiliriz!

Rabbim önce bizi yönetenlere sonra da hepimize akıl, şuur, feraset ve dirayet versin. Bizi ve tum kardeşlerimizi menfaatsiz birbirini seven,Yaradan Allah (c.c)'a hesabını verebilenlerden eylesin.

Ülkemiz, Milletimiz ve İslam Alemi uzerine oyun oynamak isteyenlere fırsat vermesin. (Amin)

Abdullah Akçay