Uzman Psikolog Şirin Düvenci ‘Kendi kendinize yardım edebilirsiniz'

Uzman Psikolog Şirin Düvenci… Depresyonu tüm boyutları ile ele alıp, çağımızın depresyon adaylarına da önemli uyarılarda bulunuyor. Şirin Düvenci, depresyon ile baş edebilmenin ipuçlarını verdi.

Uzman Psikolog Şirin Düvenci ‘Kendi kendinize yardım edebilirsiniz'

Uzman Psikolog Şirin Düvenci… Depresyonu tüm boyutları ile ele alıp, çağımızın depresyon adaylarına da önemli uyarılarda bulunuyor. Şirin Düvenci, depresyon ile baş edebilmenin ipuçlarını verdi.

Uzman Psikolog Şirin Düvenci ‘Kendi kendinize yardım edebilirsiniz'
10 Şubat 2011 - 12:35
Reklam

Bugün evden çıkmadım,
Telefona bakmadım,
Çok yedim, çok ağladım,
Arandım bir sigara daha.
Saçlarımı taradım,
Dudağımı boyadım,
Giydim giydim çıkardım;
Beğenmedim, güzel olmadım.


Depresyondayım,
Unutuldum,
Aldatıldım.
Sevgilimden ayrıldım,
Çok yalnızım.

Şarkılara konu olan depresyon çok sık karşılaştığımız bir duygulunum hastalığıdır. Yaşanması da şarkılardaki kadar sevimli değildir. Kısaca tanımlayacak olursak depresyon; insanın kendini kederli, üzüntülü, şanssız, işe yaramaz, bitkin, yorgun ve en önemlisi de umutsuz hissetmesi durumudur.

Depresyonun Bulguları Nelerdir?
“Eşim beni terk etti çünkü ona layık değildim. Onsuz asla yaşayamam.”
“ Saçlarım dökülüyor. Görünüşüm kötü. Arık kimse beni adam yerine koymayacak.”
“ Çok tembelim. Müdürüm bana acıdığından iyi davranıyor. Doğru dürüst hiç bir şey yapamıyorum.”
“Evde hiç bir şey yapamıyorum. Evliliğim bitecek.”
Bunlar çökkün (depresif) olan kişilerin düşüncelerine tipik birer örnektir. İlk bakışta doğruymuş gibi görünseler de, gerçekte kişinin kendisiyle ilgili düşüncelerinde oluşan önemli bir değişmeyi yansıtırlar. Bu değişiklikler depresyonun düşünce, duygu ve davranışlarındaki yansımalarıdır.

Kederli duygu hali
Depresyondaki kişilerde görülen değişiklikler yavaş yavaş ortaya çıkmakla birlikte, çökkün kişi giderek hastalık öncesine göre oldukça farklı biri haline gelir- belki de her zaman özelliklerinin tam tersi özellikler gösterir. Bu değişimin birçok örneğini verebiliriz:
İflasın eşiğinde olduğuna inan bir iş adamı, çocuklarını terk etmek isteyen fedakar bir anne, yiyeceğe tahammül bile edemeyen iştahlı bir kişi. Çökkün kişi yaşamdan zevk almaya çalışmak yerine, yaşamdan kaçar. Kendine bakmaz, bakımını ve dış görünümünü ihmal eder. Yaşamı sürdürme isteği, yerine ölme isteğine bırakabilir.
Başarma dürtüsünün yerini, pasiflik ve toplumdan kendini geriye çekme alır. Depresyonun en tipik ve açık belirtisi kederli duygu halidir: hüzün, mutsuzluk, yalnızlık, heves kaybı. Çökkün kişi ortada hiç bir şey yokken kendisini ağlar vaziyette bulabilir veya gerçekten hüzün verici bir olay olduğunda ağlayamaz. Uykuya dalmada sorunu vardır veya sabahları erkenden uyanıp bir daha uyuyamaz.


Kendisi, dünya ve gelecekle ilgili karamsarlık
Diğer yandan devamlı kendisini yorgun hissedip, olağandan daha fazla uyuyabilir. İştahını kaybedip kilo yitirebilir, veya normalde yediğinden daha fazla yiyip kilo alabilir. Tipik olarak çökkün kişi kendisini çok olumsuz bir şekilde değerlendirir. Dünya üzerinde çaresiz ve yalnız olduğuna inanır, önemsiz hatalarından veya kusurlarından dolayı sıklıkla kendisini suçlar. Kendisi, dünya ve gelecekle ilgili karamsardır. Çevresinde olup bitenlere karşı ilgisini yitirmiştir ve eskiden hoşlandığı şeylerden artık zevk alamamaktadır. Sıklıkla karar vermekte ve verdiği kararları uygulamakta zorluk çeker.

Bedensel rahatsızlık
Bazı insanlar depresyona tipik olan keder, sıkıntı, keyifsizlik duygularını sergilemeden de çöküntüde olabilirler. Bunlar yerine bedensel rahatsızlık hissediyor, veya alkol yada ilaç bağımlılığından muzdarip olabilirler. Bir kişi yaptığı işten daima sıkılıyor ve yoruluyorsa gerçekte çökkünlük içinde olabilir. Eskiden çalışkan ve parlak bir öğrenci olup belli bir zaman sonra okulda başarısızlık gösteren bir çocukta bu durum depresyona işaret ediyor olabilir.

Hep kaybedeceğine inanmak
Çökkün insanlar sıklıkla, gerçekte öyle olmamakla birlikte, çok önemli olan bir şeyi yitirdiklerine inanırlar. Çökkün kişi ‘kaybeden' biri olduğuna ve hep kaybedeceğine inanır, o herhalde değersiz ve kötü biri olmalıdır, beklide yaşamaya değer biri değildir. İntiharı bile deneyebilir.

Olumsuz düşünceler
Çökkün bir kişiye, çökkün duygu durumuna odaklanmak yerine, düşüncedeki hatalarını değiştirerek yardım edilebilir. Çökkün insanların devamlı nahoş düşünceleri olduğunu ve her bir olumsuz düşünce ile çöküntü duygusunun arttığını biliyoruz. Kaldı ki bu düşünceler genellikle gerçekliğe dayanmazlar ve kişi durumun gerektirdiğinden daha fazla keder hisseder. Olumsuz düşünceler çökkün kişiyi kendisini daha iyi hissetmesini sağlayacak etkinliklerden alıkoyar. Bunun sonucunda, kişinin kendisini daha da kötü hissetmesine yol açan ‘tembel' veya ‘sorumsuz' olduğuyla ilgili katı eleştirel düşünceler aklından geçer.

Hatalı düşünceler
Hatalı düşünce tarzını bir örnekle açıklayalım. Yolda yürürken bir arkadaşımızla karşılaştığımızı ve onun tamamıyla siz yokmuşsunuz gibi davrandığını farz edin. Doğal olarak üzülürsünüz. Arkadaşınızın neden size sırtını döndüğünü merak edersiniz. Daha sonra bu olayı arkadaşınıza sorduğunuzda, o anda kafasının çok meşgul olduğu ve sizi hiç görmediğini bile söyler. Normal olarak bunu öğrenince kendinizi daha iyi hissedip ve bu olayı kafanızdan atarsınız. Ama depresyonda iseniz, bu olaydan sonra muhtemelen arkadaşınızın sizi gerçekten reddettiğine inanırsınız. Ona bu durumu sormaya gerek bile duymayarak yanlışınızı düzeltmezsiniz. Depresyondaki kişiler tekrar tekrar böyle hatalar yaparlar. Olayların olumlu yanlarından çok olumsuz yanlarını görmeye eğilimlidirler. Eğer çökkün durumdaysanız birçok kötü duygunuz düşüncedeki hatalarınıza bağlıdır. Bu hatalar kendinizle ilgili düşünme tarzınız ve başınıza gelenleri yargılama biçiminizle bağlantılıdır.

Hala bir takım becerileriniz var ve yaşamınızın diğer alanlarında sorun çözmede iyi olabilirsiniz. Bir bilim adamı gibi, mantık gücünüzü ve zekanızı düşüncenizin gerçekçi olup olmadığını sınamak için kullanmayı öğrenebilirsiniz. Bu yolla ilk bakışta size olumsuz görünen çeşitli yaşantılarla altüst olmaktan kendinizi koruyabilirsiniz.
Kendi kendinize, olumsuz düşüncelerinizi tanıyarak ve bunları düzeltip yerine daha gerçekçi düşünceler koyarak yardım edebilirsiniz.