Yalçın Avcı; Yerelde hizmet kutsaldır…

DSP’den CHP’ye katılarak Bahçelievler Belediye Meclis Üyesi Adayı olan Yalçın Avcı Gazete365’e samimi açıklamalarda bulundu.

Yalçın Avcı; Yerelde hizmet kutsaldır…

DSP’den CHP’ye katılarak Bahçelievler Belediye Meclis Üyesi Adayı olan Yalçın Avcı Gazete365’e samimi açıklamalarda bulundu.

Yalçın Avcı; Yerelde hizmet kutsaldır…
07 Mart 2014 - 11:17
Reklam

“Yerelde hizmet etmek bize de nasip oldu" diyen ve yıllar önce Saffet Bulut ile yaptığı konuşmayı hatırlatan Yalçın Avcı: “Başkana, 'Yerelde hizmet çok kutsal bir şeydir. Yani siz bir yol yaptığınızda yaşlı olan babanız yuruyor. Bir park yaptığınızda o parkta bir yeğeniniz oynuyor, çocuğunuz oynuyor. Komşununuz bir kaldırımda rahat yuruyor. Yani bundan daha kutsal bir şey olur mu?’ demiştim."

Demokratik Sol Parti (DSP) Bahçelievler İlçe Başkanlığından Genel Başkan Yardımcılığına kadar yukselen, Bahçelievler halkının yakından tanıdığı, unlu siyasetçilerden Yalçın Avcı, Gazete365’i ziyaret etti.Gazete365’in İmtiyaz Sahibi Bayram Kırtaş ve Genel Yayın Yönetmeni Melek Bayhan’ın sorularını yanıtlayan Yalçın Avcı, DSP’de başlayan siyasi hayatını ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne katılım surecini anlattı. Sohbet havasında geçen söyleşide hayatını özetleyen Yalçın Avcı, doğumundan bugune kadar yaşadığı özel ve siyasi hayatını Gazete365 okuyucuları ile paylaştı.

“Yıllardır siyasetin içinde yer alan ve geniş çevreye sahip biri olarak neden CHP rozetinin görkemli bir tören yerine sade bir törenle takılmasını istediniz?" sorumuz uzerine ise Yalçın Avcı’nın gözleri doldu. Yaşadığı duyguyu anlatırken cumleleri boğazına duğumlenen Avcı, “DSP'de görev yaptığımda arkadaşlarım diğer partilere geçtiğinde, o töreni görduğumde uzulurdum. Kendime, arkadaşlarıma ve 15 yıl başımın ustunde taşıdığım bir kuruma böyle bir haksızlık yapmanın doğru olmadığını duşundum. Ben bir kere böyle kabul görmeliyim dedim. Yani beni kabul edeceklerse böyle etsinler dedim ve Allah bize guzel bir sonuç yaşattı" dedi.

- Kendinizi bizlere nasıl anlatırsınız? Yalçın Avcı hayata ve siyasete nasıl atılmıştır?
- Ben Ardahan Göle doğumluyum. Bizim oralar çok soğuktur. Duşunebiliyor musunuz 8 ay kar altında yaşamanın ne kadar zor olduğunu? Ama bir insan doğup buyuduğu yeri 8 ay kar altında kalmasına rağmen bu kadar sever mi? Ben ve hemşerilerime hayret ediyorum. Kars, Ardahan ve Göle deyince buyuk bir tat alırız yani o karın yuksekliğinin bizim buyumemize, olgunlaşmamıza, farklı yetişmemize faydası olmuştur. Bizim öğretmenlerimiz hiç tam olmadı. Fen Bilgisi öğretmenimiz vardı, Turkçe - Edebiyat öğretmenlerimiz yoktu. Asker ağabeylerimiz bize İngilizce öğretmek için derslerimize gelirlerdi. Biz bu zor şartlar altında okuduk. Sonraları hayata atıldık ve Ardahan'ın dışında İstanbul'u sevmeye başladık. İstanbul benim yaşamımda çok önemli bir yer aldı. Hayatımın son 30 yılını etkiledi. İstanbul'da olduğum zamanlarda da, Ardahan'a özlem duyuyordum. Bir gun İstanbul'dan Göle'ye gittik, baktım 15 gun sonra İstanbul'u özluyorum. O zaman anladım ki artık İstanbullu olmuşuz.
Ekonomik sebepleri, iklimsel sebepleri olsa da sonuç olarak iyi ki hem İstanbullu, hem Ardahanlıyız. İstanbul'da işte gelip, bir gun size nöbet geliyor. Ekonominizi biraz yolunuza koyduğunuzda, biraz çocuklarınızı buyuttuğunuzde, hayatın sizi çok zorlayan yönlerinden ayrıldığınızda bir bakıyorsunuz ki nöbetiniz geldi; bu ulkenin size verdiğini iade etmek. Bunun da en guzel şekli siyaset, yani artık deli yanımızı bırakıp, dolu yanımıza geçme surecinde bu ulkede kendi yapınıza uygun, duşunce yapınıza uygun siyaset yapmanın en iyi hizmet olduğunu biraz daha iyi kavrıyorsunuz.

- Siyasete girişiniz ve Demokratik Sol Parti ile buluşmanız nasıl oldu?
- DSP’nin meclise girdiği yıllardı. 'DSP İlçe başkanı olur musunuz?’ diye bir telefon gelmişti. Onun ilk duyguları da çok farklı, o gun nasıl hissettiğimi de bilmiyorum. Üye bile değilim ama babam partiye gidip, geliyordu. Ben siyaset anlamında bir şey yapmıyordum. Dediğim nöbetin geldiği gun, o gun değildi. Duşundum ve o gun gitmedim. Başka bir görevim vardı ve bu görevi alırsam diğer görevi yapamazdım, söz vermiştim. İlçe başkanlığı çok önemli bir şey ve bu teklifi yapanlara çok teşekkur ederim. Çok önemli ama ben bir dernekte aktif görevdeydim. Bir hemşerimize ağabeyimize geliriz, sana destek oluruz demiştik. Sonra görevimizi tamamladık orada ve yöneticilik de dernekten de istifa dilekçemi yazdım. İstifa dilekçemde; 'DSP Bahçelievler İlçe Başkanlığı görevine atandığımdan dolayı, siyaseten aktif olan bir yöneticinin, hemşeri derneklerinde olmasını doğru bulmadığım için istifa ediyorum. Çunku oralar guzel duşunceli hemşerilerimizindir’ gibi bir açıklama ile istifa ettim. Arkadaşlarım istifa etmeme uzulerek şunu demişlerdi; 'Nasıl yani insanlar derneklere guç almak için girerler. Sen tam tersini yapıyorsun var olan gucunu bırakıyorsun.’ O gun de doğru yaptığıma bugun de doğru yaptığıma inanıyorum. Çunku orada bir başka hemşerime, arkadaşıma haksızlık yapacağımı duşunuyordum. DSP'li ilçe başkanı olarak bir toplantıya gittiğimde, bugunku isimleriyle aklıma gelenleri söyluyorum; ANAP’lı, MHP’li, DP’li, CHP’li arkadaşlarıma ve hemşerilerime yanlış yapacağımı duşunmuştum. Çunku o biliyor ki, Yalçın Avcı DSP İlçe Başkanıdır.

- DSP’nin hayatınızdaki yerini nasıl tarif edersiniz?
- DSP benim için buyuk bir şans, buyuk bir tecrube ve hayatımda farklı bir guzellikti. Bugune kadar yaşadığım siyasi öğrenci hareketlerinin haricindeki siyasi yaşamım dışında DSP bir başkadır. Bulent Ecevit gerçekten çok istisnai bir liderdi. DSP'de siyaset yaptığım için Bulent Ecevit’i yakinen gördum. Onun ulkeye bakışı, onun ulke sevdası, onun bir kalemi kullanışı, onun bir sigarayı, çayı içişi muthiş bir şeydi. Çunku sigarayı, çayı duzgun içebilen onu harcamadan veya Anadolu deyimi ile zayi etmeden onu çok tadında, hiçbir şekilde bir tarafını incitmeden içebilen bir yapı, ne bir insana kıyabilir, ne bir ağaca kıyabilir, ne de yanlış yapabilir. Bir insan nasıl bu kadar mutevazı olabilir anlamakta guçluk çekiyorum. Yani gerçekten bizler onun yarı yaşındaydık ve o başbakandı ama o geldiğinde saygıdan ayağa kalktığımızda biz oturmadan oturmuyordu.

- Yıllardır siyasetin içindesiniz, yaşanan zorlu sureçlere tanıklık ettiniz. Siyasetin dunu ve bugunune dair neler söylemek istersiniz?
- Hangi ulkede siyaset yapıyorsanız oranın şekline, oranın ekonomisine, oranın insan yapısına, oranın kultur yapısına göre şekilleniyor. Zaman zaman farklı tercihlerimiz olabiliyor. Özellikle bizim gibi ekonomisi oturmamış ulkelerde tercih değiştirmek çok rahat olabilir. Mesela bir önceki seçimde bir başka partiye oy vermişsinizdir. Bir sonraki seçimde size yakın olmasa da başka bir partiye oy verebiliyorsunuz. 12 Eylul öncesi veya sonrası şekillenen siyasette bir solcunun MHP'ye, bir MHP'linin sola oy verebileceği aklınıza gelir miydi? Ama bugun biz bile zaman zaman duşunuruz, MHP ile göruşuruz, oturur konuşuruz. Dun oturup konuşmayı bile duşunmediğimiz yapı bugun değişti. Şukurler olsun ki böyle oldu. Turkiye'deki bu hoşgöru surecinde Sayın Bahçeli ve Sayın Ecevit’in çok buyuk payı var. Bu ulkenin bir yurttaşı olarak yani siyaseti bir tarafa bırakın, bu devletin sıradan bir yurttaşı olarak butun şukranlarımı, saygılarımı, minnettarlığımı sunmak isterim. Çunku bu ulkede bizleri birbirimizle barıştırdılar. O nefret denilen duygular gitti, yerini sevgiye bıraktı.

- Sizi bu denli bağlı olduğunuz ve yıllarınızı verdiğiniz DSP’den ayrılmaya iten sebep ne oldu?
- Biz bu siyasi hareket guçluyken Bahçelievler gibi Turkiye'nin önemli ilçelerinden birinin başkanlığına layık görulduk, şimdi bırakıp gitmek çok doğru olmaz diye duşundum hep. Bunu hiç bir yanıyla yakıştıramadım kendime. Olabilir belki oyumuz % 1,5'tur ama bu yukselir umudumuz vardı. 15 yıla yakın bir fiil DSP saflarında hizmet ettim. 1 gram emeğim geçmiş ise 1 gram faydam olmuş ise, bir milyon kez feda olsun. Oradan aldığım siyasi tecrubelerin her zaman benimle birlikte olacağına inanıyorum. Çunku çok faydalı şeyler öğrendim. Onun için DSP benim başımın, gönlumun uzerindedir. DSP ismini görduğum zaman hep yureğim kıpırdamıştır. Ne zaman arkadaşlardan birisiyle karşılaşsam, hep yureğim kıpırdamıştır, sarılmışımdır böyle annenin yavrusunu kokladığı gibi koklamışımdır.
Niye şimdi böyle olduk, o zaman titreyen o yureğimize ne oldu? Şimdi özellikle son bir kaç yıldır siyasi şikâyetlerimiz çok arttı. Bizim siyaseti tanıdığımızdan bugune kadarki surede şikâyetlerimizin çok ust noktaya geldiğini görduk. Bundan önceki siyasi şikayetlerimiz eleştiri tonundaydı ama artık o tonu çok aştığımızı gördum. Bu ulkede bir insanın varsa 1 gram gucu, bunu bu ulkenin menfaati için bir şekilde kullanması gerektiğine inandığım için böyle bir karar aldım. Bunu da CHP’nin bu ulke siyasetinde olan varlığı ile ifade etmek istedim. Çunku CHP’nin böyle bir şansı var ve artık ana muhalefet partisi olarak orada çalışmamız gerekiyor.

- Geniş çevresi olan biri olarak neden CHP rozetinin görkemli bir tören yerine sade bir törenle takılmasını istediniz?
- CHP’ye geçeceğimle ilgili duyumların ardından sizin gazetenizin internet sitesinde 'Yalçın Avcı CHP’ye geçiyor’ başlıklı flaş bir haber yayınlandı. O haberin yayınlanması, reyting alması, habere gelen olumlu tepkiler beni çok sevindirdi ve cesaretlendirdi. Çıkan haber uzerine İlçe Başkanımız beni aradı ve 'Ağabey bunu gazetelerden mi öğrenecektik’ dedi. Konuştuk ve bana geniş katılımlı bir törenle rozetimin takılmasını teklif etti. O an duşunmek istedim ve duygusallaştım. İstesek buyuk bir katılımla bir program organize edebilirdik. Ama ben DSP'de görev yaptığımda arkadaşlarım diğer partilere geçtiğinde, o töreni görduğumde uzulurdum. Kendime, arkadaşlarıma ve 15 yıl başımın ustunde taşıdığım bir kuruma böyle bir haksızlık yapmanın doğru olmadığını duşundum. Ben bir kere böyle kabul görmeliyim dedim. Yani beni edeceklerse böyle kabul etsinler dedim ve Allah bize guzel bir sonuç yaşattı. Beni böyle kabul ettikleri için ve geçtiğimiz gunlerde Hurriyet Mahallesi’ndeki seçim irtibat buromun muhteşem açılışını yaşadığım için çok mutluyum. Öyle bir emek verdim ki o gun, Bahçelievler'de oy verebilecek butun arkadaşlara ulaşmaya çalıştım. CHP'nin bugun aldığı ruzgârla birlikte bizim emeklerimiz birleşince o guzel, görkemli açılışı yaşadık. Rıza başkanın da katkılarıyla bu sureç gelişti ve ben CHP'liyim artık.

- Partiye yeni katılan biri olarak meclis uyesi adaylığınız nasıl gerçekleşti ve kazanmanız halinde Bahçelievler için nasıl çalışacaksınız?
- Saffet Bey’e beni seven dostlarım ve bazı meclis uyesi adayları sormuş, 'Yalçın Bey de meclis uyesi adayı olacak mı?’ diye. Başkanımız da 'Nasıl ismini yazayım önce aday adayı olması lazım’ demiş. İlçe Başkanımız da söylemişti ve sureç böyle başladı. Sonra aday olduk ve sağ olsunlar 6.sıradan adaylaştırdılar. Aralarına yeni katılan uyelerine jest yaptılar ve ben bu jestleri için onlara çok teşekkur ediyorum. Saffet Bey’in belediye başkanlığını kazandığı dönemde DSP’liler olarak kendisini ziyarete gitmiştik. Hiç unutmam o gun başkana, 'Yerelde hizmet çok kutsal bir şeydir. Yani siz bir yol yaptığınızda yaşlı olan babanız yuruyor. Bir park yaptığınızda o parkta bir yeğeniniz oynuyor, çocuğunuz oynuyor. Komşununuz bir kaldırımda rahat yuruyor. Yani bundan daha kutsal bir şey olur mu?’ demiştim. İşte yıllar ve siyaset geldi bize de yerelde hizmet etme şansı verdi. Olur da kazanırsak bu hizmeti en iyi şekilde yapmak için yeri geldiğinde bir arkadaşıma soracağım, doğru olan neyse onu yapacağım. Ola ki bir gun kafam karıştı, sevdiğim bir arkadaşımla gidip oturacağım. Ola ki bir gun beceremediğim bir şey oldu, tecrubeli bir ablamla bunu nasıl aşabilirimin hesabını yapacağım. Bunun sözunu çok rahatlıkla verebiliyorum. Yoksa bana guvenen genç kardeşlerimin yuzlerine bakamam. Yıllardır tanıdığım kadim dostlarımın yuzune bakamam. Ola ki yanlış yaparsam halk bana tepki göstersin. Beni çok uzen yanlış bir şey olursa da zaten meclis uyeliğinden ayrılırım. Ama arkadaşlarımla çıktığım bu yolda Belediye Başkanımız Saffet Bulut ile bu işi götureceğimize, Bahçelievler’e yakışır doğru ve guzel işler yapacağımıza can-ı gönulden inanıyorum.