Türkiye’de hızla çoğalan genç ve coşkulu nüfusun artık nitelikli, iyi eğitimli, donanımlı, cesaretli ve özgüveninin yüksek oluşu en büyü moral kaynaklarımızın başında geliyor.
Gün geçtikçe bilimde ve teknolojide hızla ilerleyen genç arkadaşlarımızın yeni yeni hünerlerini duyuyor ve gururlanıyorum.
Milli otomobilimiz TOGG’un mühendislik ve tasarım aşamasından tutun, savunma sanayisindeki gelişmelere kadar bütün projelerde adeta bir yıldız gibi parlayan Türk Gençliği, tıpkı atalarımız ve şanlı ecdadı gibi hepimizin göğsünü ve yüreğini kabartıyor.
Bu gelişmeler neticesinde haklarını teslim etmemiz gereken hocalarımıza, Türkiye’deki üniversite sayısının artmasında emeği geçen devlet adamlarına ayrıca teşekkürü borç bilirim.
Türk gençliğinin kanındaki asli cevherden almış olduğu bu inanç ve azimle ‘Yeni Ufuklara Doğru’ hızlı bir şekilde bu çağa Türk mührünü vuracağına inancım sonsuz.
Şairin de dediği gibi ‘Asımın Nesli’ dün Çanakkale’de, Dumlupınar’da nasıl ki üzerine düşeni hakkıyla yaptıysa, bugün de bu çağın ‘Türk Çağı’ olması için elinden gelen ne varsa yapacağına inanıyorum.
Gençliğin bu çalışmaları ve projeleri hayata geçirmesiyle birlikte bilimde, teknolojide, sporda, kültür ve sanattaki başarılarını gölgelemek isteyen kişileri de unutmamak ve milli şuuru her daim uyanık tutmakta bizlerin görevi diye düşünüyorum.
Gençliğimizin teknoloji ve diğer branşlarda eğitimlerini eksiksiz tamamlaması, gençlerimizin öncelikli hakkı ve asli görevidir.
Fakat dün olduğu gibi bugün de bu gençlerin yollarına pusu kuran, yolu dinamitlemeye çalışan bazı kişilerin olduğunu üzülerek görüyorum. Üniversitelerimizde marjinal bazı öğrenci gruplarının, öğrencilik adı altında bir takım bölücü faaliyetler göstererek, gençliğimizin dikkatini dağıtmaya çalışması, onların enerjisini sömürmek istemeleri de dikkatten kaçmıyor. Yine ve özellikle sosyal medya aracılığıyla birtakım dezenformasyonlar yaparak, Türk gençliğini bir çukura, bir umutsuzluğa çekmek istiyorlar.
Muhalefet partileri özellikle ilk defa oy kullanacak 6 milyon gencimizi; X, Y, Z gibi kuşaklara ayırarak (bölüştürerek) gençliği çantada keklik olarak manipüle etmeye çalışıyorlar. Yani demem o ki; gençlerimizin dikkatini dağıtarak, onların eğitimlerine ve gelecekteki başarılı yürüyüşlerine engel olmaya çalışıyorlar.
Ancak unuttukları bir husus var ki, Türk gençliğinin milli şuuru hiç olmadığı kadar diri ve ayaktadır. Bozgunculuk yapmak isteyenler Türk gençliğinin bu şuurlu duruşuna çarpıp, duracaktır. Mustafa Kemal Atatürk’ün; ‘Umudum Gençlik’tedir.’ sözü asla yere düşmeyecektir.
Sözün özü;
Türk gençliğinde her türlü zorluğu yenecek güç, bükülmez bilek ve Kızılelma’ya varmak için olan inancına, amentüye iman etmiş kadar inanıyorum.
İşte bu yüzden, NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
YORUMLAR