Başlangıç noktası yeryüzünün altında, derinlerinde bulunan, yerkabuğu katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi, yanardağların püskürme durumuna geçmesi sonucu ortaya çıkan doğal bir nedeni olan yerkabuğu sarsıntısı. Doğal afetlerin en acımasızı ve belki de en sinsi hareket edeni. Sanki Afrika’da bataklıktaki timsahın avını beklediği gibi ansızın ve habersiz.
Peki, insanoğlu ne yapıyor? İnsanoğlu, deprem anında bir süre endişeli ve korku dolu anlar yaşamaktadır. Sonra ise deprem denilen afet unutulmakta ve hırs, ego, acımasızca zenginleşme arzusu tekrar ortaya çıkmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ve yasaların adaletli olarak uygulandığı ülkelerde, yapılaşma kontrol altında olmakla beraber öncelikle yaşam kalitesi ve güvenli konutlar öncelikli tercihtir.
Bugün özellikle ülkemizde yoğun göç alan büyük şehirler başta olmak üzere şehirlerin yaşanabilir bir şekilde planlanması söz konusu değildir. Yapılan planlar sadece belirli bir alana ne kadar çok ev yapılabilir ne kadar fazla kat çıkılabilir bunun üzerine planlanmaktadır. Bir dönem televizyonda bir yarışma programı vardı. Bir araç içine belirli bir zaman içinde hangi yarışmacı daha çok insan bindirebilirse ‘’ tıka basa sıkıştırarak’’ o yarışmacı aracın sahibi oluyordu. Bugün geldiğimiz durum da tam böyledir. Arsanın sahibi, inşaatı yapan müteahhit, projeyi çizen mimar, denetçi ve gerekli izinleri veren yerel yönetim yetkilileri tamamen mevcut arsadan ne kadar fazla konut üretilebileceğinin hesabını en üst rakamda olacak şekilde olması için yoğun çaba sarfetmektedir. Esas olan güvenli bir konut olmaktan çıkmış daha çok konut elde etme odaklı hale gelmiştir.
İşte bu daha fazla konut elde etme arzusu ilgili şahısların hırsı istikametinde başarıya ulaşmakta ve yapılabilecek en fazla konut inşaatı tamamlanmaktadır. İşte tam da burada o yarışmadaki en fazla insanı bindiren kişi zihniyeti başarılı olmuş ve şehir bahçesi olmayan yaya kaldırımından evin içine girilen modern bir kent olmaktan öte beton bir kent olmaktadır. Bu şehrin nasıl katledildiğini görmek için sadece etrafınıza bakmanız yeterlidir.
Oysa bu dünya daha güvenli ve daha kaliteli hayat yaşamaya uygun çok güzel bir yerdir. Eğer binaların gölgesinde kalan ağaçlar yerine ağaçların gölgesinde kalan binalarda yaşamayı tercih ederseniz.
YORUMLAR