Yerleştirme sınavları ve dersaneler kaldırılacak mı?

Yılların tecrübeli eğitimcisi Sezai Eyüpoğlu ile, yeni eğitim sisteminden, yerleştirme sınavlarına, dersanelerin kaldırılmasına kadar, birçok konuda sizler için görüştük…

Yerleştirme sınavları ve dersaneler kaldırılacak mı?

Yılların tecrübeli eğitimcisi Sezai Eyüpoğlu ile, yeni eğitim sisteminden, yerleştirme sınavlarına, dersanelerin kaldırılmasına kadar, birçok konuda sizler için görüştük…

Yerleştirme sınavları ve dersaneler kaldırılacak mı?
20 Eylül 2012 - 13:40
Reklam

Fatih Dersanesi Genel Müdürü Sezai Eyüpoğlu, bu yıl uygulanmaya başlayan 4+4+4 eğitim sistemini, yerleştirme sınavlarının kaldırılması ve dersanelerin kapatılmasıyla ilgili öğrenci ve velileri aydınlatacak açıklamalarda bulundu. Gazete365’in sorularını yanıtlayan Sezai Eyüpoğlu veli ve öğrencilere de tavsiyelerde bulundu.

4+4+4 sistemi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

-Biz eğitimin çağın gereklerine göre güncellenmesi gerektiğini düşünüyoruz lakin yapılan her değişiklik insanı ve geleceğini dolayısıyla ülkenin geleceğini etkileyeceğinden iyi düşünülmeli, koşullar dikkate alınmalı, ayakları yere basan bir değişim olmalı, zamanlaması doğru olmalıdır ki doğru sonuçlar doğursun. Maalesef bu açıdan sistemin eleştirilecek yönleri var ama ben daha ziyade yapıcı yaklaşmak istiyorum. Bu aşamadan sonra bu değişimde rol oynayan yöneticilerimiz kadar öğretmen, veli ve öğrenci üzerinde sorumluluk düştüğünü ve herkesin elini taşın altına koyarak yapıcı tavır sergilemesi gerektiğini düşünüyor ve doğru sonuçlar doğurmasını ümit ediyorum. Çağa her yönden ayak uydurmaya çalışırken, bilindiği gibi eğitim alanındaki gelişmeler de dünya çapında takip ediliyor. Milli Eğitim Bakanlığının da bu anlamda eğitimdeki yenilikleri devam ediyor. Bu yıl ülkemizde geçilen 4+4+4 şeklindeki 12 yıllık zorunlu eğitim de veliler tarafından endişeyle karşılandı. Ama süreç daha çok yeni. Sistemin meyveleri daha alınmadı. Hem çocuklarımızı korkutmamak hem de maksimum fayda sağlamak için bu yeni sistemi daha yakından tanımalı ve anlamaya çalışmalıyız.

Geçilen 4+4+4 lük sistemde merak edilenlerden biri de, liselere girişin nasıl olacağı konusu oldu. Bu konuda durum nedir?

- Milli Eğitim Bakanlığı, bu konuda bir sonraki öğretim yılında ilköğretimden ortaöğretime geçişi farklı bir sisteme taşıyacaklarını, bu sistemin de bilgiyi ölçen ve bu ölçünün sonucu ortaya çıkan bilgiler çerçevesinde yerleştirmeye dayalı bir sistem olduğunu açıkladı. Bu sistemin ayrıntıları ise henüz netleştirilmedi. Bakanlık, yapacağı çalışmalar neticesinde daha ayrıntılı bir açıklama da yapacaktır.

Sonuç olarak şunu bilmek gerekir, sistemlerde değişiklikler her zaman olabilir. Bu sistemsel değişiklikler, eğitimdeki kaliteyi bir anda artıracak değildir. Yeni gelen sistem sınavlı bir sistem olsun ki; Arz talep arasında ki uçurum, eğitim kurumları arasındaki kalite ve eğitim farkı göz önüne alındığında koşullar merkezi bir sınavla yerleştirme yapılmasını gerektirmektedir. Diyelim ki farklı bir model icat edildi; okul notları ile yerleştirme gibi. Hangi sistem olursa olsun her ikisinde de en iyi eğitim veren okullardan aşağıya başlayan bir sıralama, okul kalitesinde ister istemez bir farklılık olacaktır. Bunu göz önünde bulundurduğunda, öğrencilerimizin hız kesmeden çalışmaya devam etmeleri lazım. Çünkü sistem ne olursa olsun, hep daha iyi olanların kazanacağı bir sistem olacaktır. Velilerimizin de bunu bilmesini, kendilerine çocuklarının çalışma düzenlerini korumaya çalışarak, onlara destek vermelerini tavsiye ederim.

Yerleştirme sınavlarının kaldırılması konusu gündemde… Öğrenci ve velilerin de kafası karıştı. SBS ve LYS kaldırılacak mı? Kaldırılabilir mi?

-Ben yaptım, oldu! derseniz olur ama daha önce belirttiğim gibi değişim her zaman gereklidir. Fakat, koşullar iyi incelenmeli doğru zamanda, doğru amaca hizmet edecek değişim olmalı. Bence bu yaklaşımda doğrulardan çok yanlışlar var. Ayrıca bir yerde bir öğretim varsa orada objektif ölçme ve değerlendirme olmak zorundadır. SBS kaldırılsa bile yerine koşullar gereği objektif değerlendirme yapabileceğiniz bir sistem koymak zorundasınız. Bu da ancak merkezi bir sınavla mümkündür. Alternatifi, kura çekerek, adrese göre yerleştirme, okul yazılı notlarına göre yerleştirme olabilir ama bunların hepsi sübjektif olur ve doğru yere doğru kişi yerleştirilemez, adalet sağlanamaz ve haksızlıklar ortaya çıkar. Bunu bazı sayısal verilerle izah etmeye çalışayım;

Bu yıl yaklaşık 2 milyon lise öğrencisi LYS sınavına girdi. Bu öğrencilerin yalnızca 50 bini çok iyi ve iyi bölümleri kazandılar. 2011 LYS’ de 11 bin 090 öğrenci İstanbul Hukuk'ta okumak istedi. Ama İstanbul Hukuk'un kontenjanı bin 100 olduğundan onda dokuzu giremedi. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Dershanelerin kapanacağı ile ilgili bir bilgi kirliliği var. Gün geçmiyor ki konuyla ilgili haber çıkmasın. Dershaneler kapanacak mı?

-İstanbul Tıp'ın kontenjanı 410 ama tercih eden öğrenci sayısı 3 bin 11. Liseler açısından baktığınızda da durum farklı değil; İstanbul fen lisesinde herkes okumak istiyor. Türkiye’de SBS’ ye 1.070 bin öğrenci girdi ama İstanbul Fen lisesinin kontenjanı 104 yani, 104 öğrenci kazanabilecek ve okuyabilecek. Tercih edilen okul az, tercih eden çok. Dolayısıyla sınav kaçınılmaz. Sınav varsa sınava hazırlık da olur. Dünyada sınavların yapıldığı her yerde (buna Avrupa ülkeleri ve ABD de dâhil) kurslar var. Herhangi bir sınav olsun da kursu olmasın. Böyle bir örnek dünya da yok. Üniversitelileşme oranı nispeten düşük olan ülkemizde üniversite eğitimine büyük bir talep var. Buna karşılık, arz sınırlı. Sebep, eğitimde piyasanın işlemesine müsaade edilmemesi, devletin bu alanda katı bir tekel olmayı on yıllardır sürdürmesi. Arz ile talep arasındaki dengesizlik ister istemez sınav yaparak üniversiteye girmek isteyen öğrenciler arasında bir eleme yapılması mecburiyetini doğuruyor.

Özel sektör başarılı olmak zorunda, çünkü rekabet var ve en iyi müfettişi müşterisi yani velisi ve öğrencisi bu nedenle öğrenci okulda öğrenemediği birçok konuyu dersi dershanede öğreniyor. Özel eğitim ne bu günün meselesi ne de bizim ülkemizin sorunu. Özel eğitim avantaja dönüştürülürse ülkemiz için son derece faydalı olur ve olmaktadır. Bu gün dershanelerin özel okul olacağından bahsedilmektedir. Özel okulların mevcut kontenjanları dolup taşmış değildir. Ayrıca, çocuğunu 15, 20 bin lira hatta daha yüksek rakamlarla özel okula gönderebilecek veli sayısı sınırlıdır ya da her dersten özel ders aldırmak istese yine maliyeti özel okul seviyesinde olacaktır. Ama dershane ya da kurslara büyük çoğunluk çok uygun rakamlarla çocuğunu gönderebilmektedir. Hatta belli bir başarıya ulaşmış bir çok öğrenciye ücretsize varan eğitim verilmektedir. Bu yönüyle de dershaneler alt gelir gurubunun ezilmemesi doğrultusunda eşitliği sağlamaktadırlar. Tüm bu nedenlerle dershaneler toplumdan çok ilgi gördü, çok da iyi işler yaptı. Bunu nereden anlıyoruz? Ayakta kalmalarından, gelişmelerinden ve devamlı "müşteri' bulabilmelerinden. Üniversitede okumuş ve okuyan pek çok öğrencinin yolunun dershanelerden geçmiş olmasından.

Peki bütün bunlara rağmen dershaneler kapatılırsa ne olur?

-Ben buna ihtimal vermiyorum. Öncelikle bu özel teşebbüsü engellemek olur. Bu işte o zaman özel ders sektörü patlama yapacağından özel eğitimin merdiven altına inmesi olur. Bu dar gelirlinin ezilmesi olur, 100 bin insanın istihdam edilememesi demektir. Devlet 2milyar dolar deniliyor bu gelirden %8 ini kaybeder. 100 bin civarında belki daha çok SSK’lının pirimi iptal edilir. Her okul her üniversite kendi seçme sınavını yapar.

Sayın başbakanımız bu durumu mutlaka fark edecek. Bu konuyla ilgili yönlendirenler gerekçesi nedir bilmem ama bu yönlendirmeden vazgeçerek, bir kaosa zemin hazırlamayacaklardır, diye ümit ediyorum.

Fatih dershanesi olarak baktığımızda 41 şubesi olan bir kurumun B planı var mı?

-Tabii ki var, ama tekrar söylüyorum ben bu noktaya geleceğini düşünmüyorum. Oldu da geldi; biz SBS kurumuyuz. Yıllardır sınavların adı değişti ama her değişiklikte talep arttı. En fazla dershanenin ismi değişir, kurs olur yâda eğitim merkezi olur. Bakanımız ‘SBS kalkacak, yetenek sınavı gelecek’ dedi. Demek ki bir sınav olacak. Sınav olmasa da insanlar çocuklarını daha iyi eğitebilmek ve öğretebilmek için talep göstereceklerdir. Bizim işletmesel bir endişemiz yok, bütün çalışanlarımızı düşünerek hareket ederiz. Biz adı her ne olursa olsun SBS, ÖSS, KPSS vb eğitim kurumu olarak yolumuza devam edeceğiz. Fatih Dershanesi kadrosuyla gücüyle en hızlı manevra kabiliyetine sahip bir kurumdur. Bizim şu an tek düşüncemiz mesul olduğumuz öğrencilerimizdir. Onları en iyi şekilde yetiştirmekten başka gündemimiz yok.

Son olarak bu süreçte sınavlara hazırlanacak öğrencilere ve velilerine ne tavsiye edersiniz?

-Sistem ne olursa olsun, nasıl bir yöntem getirilirse getirilsin herkes kendi performansı ile ilgilenmelidir. Öğrenme bilgi esaslıdır; yarın hangi sistem gelirse gelsin öğrenci bilgi ve beceriye ihtiyaç duyacaktır. Gündeme takılıp, bir bakalım mantığında öğrenci ve velilerimiz kaybeder bu nedenle belirsiz durumlarda en iyi şekilde temel bilgi ve beceriye sahip olalım ki yarın hangi engel gelirse gelsin aşabilelim derim. Bütün insanlık bir araya gelse zamanı geri getiremeyiz, her şey zamanında öğrenilir. Yarın keşke dememek için imkan varsa dershane eğitimini bir fırsat olarak değerlendirsinler, derim. Herkese kolaylıklar ve başarılar diliyorum.